TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Yönetim Kurulu tarafından tarih boyunca yaşanan çok sayıda deprem ve verilen büyük kayıpların bu alandaki mesleki ve toplumsal sorumluluğu daha da katlandırdığını söyleyerek, uygulanmakta olan yapı denetim sistemini eleştirildi.

“BÜYÜK SORUNLAR BULUNUYOR”

Yapı denetim sisteminin 2001 yılında kabul edilen 4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunu ile düzenlendiğini ifade eden TMMOB Makina Mühendisleri Odası Eskişehir Şube Başkanı Nezihe Hanecioğlu, “Birliğimizin ve bağlı odalarımızın eleştiri ve önerileri dikkate alınmadan hazırlanan ve kamu yararı gözetilmeden uygulanan mevcut yapı denetim sisteminde büyük sorunlar bulunmaktadır. Yasada yapılan her yeni değişiklik, sorunları ortadan kaldırmak yerine daha da derinleştirmektedir” dedi.

Yapı üretim sürecinin üç temel ayağının bulunduğunu ifade eden Hanecioğlu, “Tasarım, uygulama ve denetim. Bu temel özellikler arasında uyumlu ve tamamlayıcı bir ilişkinin tanzim edilmesi için süreçlerin bütünlüklü bir mevzuatla doğru tanımlanması ve uygulanması gerekir. Öte yandan sistemin sağlıklı işlemesi için bu üç temel ayağın ayrı aktörler tarafından yürütülmesi ilkesi benimsenmelidir. Yapı Denetiminde yer alan mimarlık ve mühendislik disiplinlerinin birlikteliği, tasarım aşamalarından başlayarak, projelendirme ve uygulama süreçlerinde, biçim, yapı ve işlevselliğin ilişkilendirilmesini zorunlu kılan, uyumlu bir eylemler bütününü ifade etmelidir” diye konuştu.

“YETKİ VE SORUMLULUKLAR YASALARLA BELİRLENMELİ”

Bu süreçte, sadece üretim aşamalarının değil, üretim bileşenlerinin de uyumunun (işin sahibi, yüklenicisi, ilgili kamu kuruluşu, yapı denetim firmaları, mühendis ve mimarlar vb.) sağlanması gerektiğine vurgun yapan Hanecioğlu, “Bu uyum ancak görev, yetki ve sorumluluk sınırlarının yasalarla belirlenmesi ile mümkündür. Ülkemizdeki yapı denetim uygulaması ise, ağırlıkla yapı denetimine indirgenmiş olması ve diğer imalatlardaki denetimin formaliteyi tamamlama olarak görülüp yeterince önem verilmemesi nedeniyle sağlıklı ve konforlu bir yapı beklentisini karşılayamamaktadır. Kaba inşaat yapım sürecinde kullanılan malzeme niteliği sıkı takipte iken, ince işlerdeki imalat süreçleri ve malzeme niteliklerinin aynı hassasiyetle takibine yönelik düzenlemelere yer verilmemiştir. Yapım işinin, bürokratik bir denetim sisteminin ötesinde, kendi doğası içinde bilim ve tekniğin öngördüğü öz denetim modelinin öne çıkartıldığı bir sisteme kavuşturulması gerekmektedir. Bu yaklaşımın, süreçte yer alan unsurların, birbirleri ile eşgüdüm içinde bulunarak görevlerini yapmalarını sağlayan, sürekli bir iletişim düzeninde bulunmalarını gerektirdiği açık olup, denetim sistemi içindeki ilişkilendirilmelerinin, detaylı biçimde tanımlanması gerekmektedir. Yapım süreci çoğu kez sürekli değişimlerle ilerleyen bir süreçtir ve bu tür değişim taleplerine karşı, denetim sistemi içinde “olası değişimlere hızlı çözüm üretebilen mekanizmalar” oluşturulabilmelidir” şeklinde konuştu.