Mersin’de dil kursu sahibi çiftin 2012 yılından bu yana süren boşanma davasının mağduru çocuklar oldu. 2016 yılının Temmuz ayında görülen duruşmada, mahkeme heyeti 4 çocuktan ikisini babaya, küçük olan ikisini de anneye verince, kardeşler ayrı düştü. Kardeşleri yeniden bir araya getirmek için hukuk mücadelesini sürdüren baba, "İzah edilemeyen bir durumla karşı karşıyayız" dedi.

Dil kursu sahibi Som Özbek ile eşi E.Ö. arasında başlayan anlaşmazlık, 2012 yılında çiftin boşanmak için mahkemeye başvurması ile hukuki bir boyut kazandı. O dönemde görülen davada iddiaya göre E.Ö., yurt dışına gideceğini söyleyip, çocukların velayetinin babaya verilmesinin uygun olacağını söyledi. Mahkeme, çiftin boşanmasına karar verdi, ancak gerekli prosedür tamamlanamadığından boşanma gerçekleşmedi. 22 ay sonra açılan ikinci davada ise bu kez anne E.Ö., hem çocukların velayetini istedi hem de nafaka talebinde bulundu. Süreç devam ederken, 2016 yılının Temmuz ayında görülen duruşmada, mahkeme heyeti çocuklardan 10 yaşındaki S.Ö. ile 9 yaşındaki S.Ö.’yü babaya, 7 yaşındaki S.Ö. ile 4 yaşındaki S.Ö.’nün de anneye verilmesine hükmetti. O tarihten sonra kardeşler ayrı düşerken, çiftin boşanma davası ise devam etti.

"Çocuklara karşı büyük bir mahcubiyet yaşıyoruz"

Baba Som Özbek, çok muazzam ve zor bir süreçten geçtiklerini belirterek, "Çocuklara karşı büyük bir mahcubiyet yaşıyoruz" diye konuştu. Boşanmaların günümüzde adeta ekonomik bir savaş haline döndüğünü ileri süren Özbek, "Büyüklerin boşanması belli bir boyutta aslında düşünüldüğünde para kavgası gibi oluyor. Kadınların erkeklere karşı, ’Madem boşanıyorum, ne alabilirsem, ne yapabilirsem’ dediği bir hale döndü. Ancak çocuklar boyutunda bakıldığında, benim şu an 4 çocuğum var. 4 yaşından 10 yaşına kadar. 4 ve 7 yaşındaki çocuklarımı, 9 ve 10 yaşındaki çocuklarımdan ayırdı mahkeme. 4 yaşına kadar baba evinde büyüyen en küçük oğluma, ’Artık bundan sonra bu evde yaşamayacaksın, Tarsus’ta hiç bilmediğin bir yerde, bugüne kadar hiç baba evinden ayrılmamana rağmen yeni bir hayat kurmana karar verdim’ dedi mahkeme. 7 yaşındaki diğer oğluma da ’Ağabeyinizle, ablanızla birlikte aynı okula gidiyorsunuz, aynı servise biniyorsunuz, aynı odada, aynı ranzada yatıyor olabilirsiniz ama bundan sonra artık ayrı yaşayacaksınız. Sen başka bir şehre git orada yaşa, hiç bulunmadığın bir evde, bulunmadığın bir okulda yeni bir hayat kur’ şeklinde karar verdi mahkeme. Bunu çocuklara anlatmak çok zor" şeklinde konuştu.

Bu durumun şimdiden çocukların geleceğini etkilemeye başladığını ileri süren Özbek, annesinde kalan 7 yaşındaki oğlunun konservatuar kazandığını belirterek, "Fakat eylül ayında anne tarafına teslim edildiği için orada uygun görmediler konservatuarda eğitim görmesini. Nitekim 3 çocuğum da birden konservatuar kazanmış çocuklar olarak ablaları, konservatuarda tam zamanlı olmaya hak kazandı şu anda. Ancak anne 7 yaşındaki oğlumun konservatuar okumasına izin vermedi" diye konuştu.

"Anne 10 aydır çocuklarını görmüyor"

Şu anda iki küçük kardeşlerinden ayrı olan çocuklarına izah edemediği bir süreç yaşadığını kaydeden Som Özbek, "Çocuklar, ’Baba kardeşlerimiz ne zaman gelecekler?’ dediğinde, nasıl cevap vereceğimi bilmiyorum. 15 günde bir alma hakkımız var çocukları, çünkü diğer 15 güne bir annenin alma günleri fakat anne 10 aydır çocuklarını almıyor. Görmek istemiyor. Kardeşleri ile 15 güne bir görüşebilen çocuklarım var benim. Anne 16 Ekim 2016’dan bu yana hiçbir şekilde buradaki çocuklarını görmek istemiyor, hiçbir şekilde onları alma girişiminde bulunmuyor. 1 Ağustos 2017’den itibaren 31 Ağustos’a kadar tüm ay boyunca annenin uzun kişisel ilişki kurma süresi, fakat gelip almadı. O gelip almadığı gibi biz de gidip oradaki çocukları alamıyoruz, çünkü uzun anne süresi. Bu durumda buradaki çocukların kardeşlerini 1 ay göremeyecekleri anlamına geliyor. Benim buna aklım ermiyor. Kardeşlerin bir birinden ayrı olmaları bir çok sonuç doğurabilir, uzmanlar bunu çok daha iyi bilir" dedi.

"2016 yılında değişen hiçbir şey yokken çocukları ayırdılar"

Eşiyle boşanma süreçlerinin 2012 yılında başladığını söyleyen Som Özbek, o dönemde 3 çocukları olduğunu ve çok büyük bir olumsuzluğun ortaya çıkması üzerine ani bir şekilde boşanma kararı aldıklarını kaydetti. Mahkemede eşinin, kendi kusurlarını kabul ederek çocukların velayetini de babaya verilmesini kabul ettiğini anlatan Özbek, şöyle devam etti; "Böylece mahkeme boşanmamıza karar verdi. Ancak ikinci bir imza atılması gerekiyormuş, biz bunu bilmediğimizden ikinci bir imzayı atmadığımız için boşanma geçerlilik kazanmadı. Çünkü biz gizli oturumda boşanmıştık. Ancak 22 ay sonra 2 milyon lira para talep ettiği, tüm çocukların velayetini talep ettiği ve ayda da 15 bin lira nafaka talep ettiği ikinci bir boşanma davası başladı. Bu süreçte dördüncü çocuğumuza hamile olduğu için doğurup onu da bana bırakıp gitti, Kütahya’da yaşıyordu. 4 çocuğu ben kendi başıma 2 sene boyunca bakıcılarla birlikte büyüttüm evde. Ondan sonra gelip ’Ben çocukları istiyorum, şu paraları da istiyorum’ dedikten sonra mahkeme inceledi, ’Bu çocuklar baba evinde büyümekte, baba tarafından yetiştirilmekte, o zaman yerini değiştirmeyeceğiz’ denildi. 2014 senesinde çocuklar yine bana verildi ve geçici velayet babada olmak şartıyla dava devam etti. Ancak 2016 yılında hakim, durup dururken, hiçbir değişen durum olmamasına rağmen, ’Çocukların ikisini anneye, ikisini de babaya veriyorum’ dedi. İzahı mümkün olmayan bir duruma girildi. Ertesi gün de hakim, Türkiye’de yaşanan malum terör sebebi ile tutuklandı. Ve hakimi tutuklanmış bir karar var elimizde. Biz şimdi bu kararın bozulması için mücadele veriyoruz."

"Anne babanın günahını çocuklar çekiyor"

"Biz şu anda, 2016 Temmuz ayından bu yana ’Acaba çocukların ayrılması mantıklı mı değilmi?’ Bunu tartışıyoruz" diyen Özbek, "Benim aklımın ermediği taraf bu. Anne babanın günahını çocuklar çekiyor. Ben çok mahcubum. Çocuklarımdan özür diliyorum. Bu sürecin içinde hiçbir şey tek taraflı değildir. Mutlaka benim de kusurlarım vardır. Ama ben çocuklarımın birliği dirliği için mücadele ediyorum. Tek istediğim bir araya gelmeleri ve huzurlu bir şekilde yaşamlarına devam etmeleri" şeklinde konuştu.

"Kardeşlerimizi çok özlüyoruz"

9 yaşındaki ağbey ise yaklaşık 1 aydır kardeşlerini göremediğini belirterek, "Onlardan ayrıldığımda çok üzülüyorum. Ablam ağlıyor, ben ağlıyorum. Eve gelince çok mutsuz oluyoruz. Okula gidince okuldaki herkesi Paşa Som, Efe Som sanıyoruz. Onları çok özlüyorum" diye konuştu.

10 yaşındaki Su Özbek de kardeşlerini uzun zamandır göremediğini ifade ederek, "Her zaman biz onları çok özlüyoruz. Babama ne zaman geleceklerini sorduğumda cevap alamıyorum. Kardeşlerimle hep bir arada yaşamak istiyorum. Her gün ağlıyorum onları göremediğim için. Paşa Som var orada, ben onun annesiyim. Onu çok seviyorum" şeklinde konuştu.