Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şube Başkanı Sevgi Akmen şunları söyledi:

"Bir süre önce yine bu alanda buluştuğumuzda seçim öncesinde kadın haklarının siyasi pazarlık konusu yapılmasına karşı itirazımızı ortaya koymuştuk. Son 20 yılda kadın üzerinden yürütülen ve her fırsatta kadını siyasi malzeme olarak kullanan anlayışı kabul etmediğimizi sizlerle birlikte kamuoyuyla paylaştık. Geldiğimiz noktada ise siyasal İslam’ı temsil eden partilerin temsilcilerinin TBMM’ye girmesinin ardından kadınların kazanılmış haklarını geriletmek amacıyla yaptıkları açıklamalarla ilgili taşıdığımız kaygıyı paylaşmak için bir aradayız. Bu bağlamda Cumhur İttifakı içinde yer alan HÜDA PAR’ın temsilcilerinin 'yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi' ile ilgili açıklamalarını en hafif ifadesiyle Türk kadınına yapılmış çok büyük bir hakaret olarak kabul ediyoruz.

Buradan en güçlü sesimizle haykırıyoruz. Kadınız, insanız. Kimsenin malı, kölesi değiliz ve asla da olmayacağız. Sahiplenme denilerek kadınlarımız, kızlarımızın zorla evlendirileceğini ya da başlarına başka neler gelebileceğini saymaya gerek yok. Diğer yandan kadınları kendi malı, kölesi sanki evcil hayvanı gibi gören gerici zihniyetin temsilcilerinin Meclis’te kadınlarla ilgili yasalara imza atacak olmalarından da büyük bir üzüntü duyuyoruz.

Bilinmelidir ki, biz kadınlar, yaşadığımız modern çağın çok gerisindeki karanlık zihniyeti temsil edenleri TBMM’ye taşıyanları asla affetmeyeceğiz. Kadını şiddete karşı koruyan 6284 sayılı yasaya tümüyle karşı çıkan, şiddet gören kadının beyanının esas alınmasının hukuki olmadığını, şiddet uygulayanlarla iftiraya maruz kalanların birbirinden ayırt edilemeyeceğini savunan zihniyetin temsilcileri de elbette ki aynı çevrelerdir.

Kadını ikinci sınıf gören anlayışın asıl hedefi kuşkusuz Medeni Yasa’dır ve kadınların Medeni Yasa ile sahip oldukları hakların elinden alınmasını sağlamaktır. Kadını, miras hakkından mahrum bırakmayı, nafaka hakkını elinden almayı, boşanmayı zorlaştırmayı, çok eşliliği getirmeyi, kız çocuklarını okutmayarak erken yaşta evlendirmeyi savunanlar, ne yazık ki mevcut gerici ve korkutmaya dayalı siyasi iklimden büyük bir cesaret almaktadır. Bizler yalnız yaşayan kadını sahiplenmeyi öngören gerici siyasi anlayışı asla kabul etmiyoruz. Kadını görsellerde bile ‘gölge olarak kabul edenlere’ karşı çok daha güçlü bir şekilde mücadeleye devam edeceğiz.

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bize sağladığı hakların bilincinde olan kadınlar olarak haklarımızın elimizden alınmasına asla izin vermeyeceğiz. Ülkemizin kaderini kadınlar olarak değiştireceğiz."