Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cumartesi günü Fatih sondaj gemisine gidip doğalgazda yeni rezerv miktarını açıklayacağını söyledi.

Lideri olduğu AKP’nin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Bu salondaki son toplantımızı ülkemizde ilk vakanın görüldüğü 11 Mart’ta yapmıştık. Geçen hafta Kuveyt ve Katar’da olduğumuz için yapamadık. Yedi ay sonra sizlerle birlikte olmanın sevinci içindeyim” dedi.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

 

*Geçen dönem Meclisin kapandığı 29 Temmuz’a kadar 27’si kanun 40’ı sözleşme olmak üzere 67 düzenleme kabul edildi.

*Desteğini gördüğümüz MHP ve lideri Devlet Bahçeli’ye şükranlarımı sunuyorum.

*Cumhur ittifakı olarak ülkemizi yeni ittiffaklarla buluşturmayı sürdüreceğiz.

*Doğu Akdeniz’de sağlam duruş sergiledik. Avrupa Birliği ve NATO platformlarında verdikleri sözleri tutmayan Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi’ne sahada hak ettiği yanıtı vermeyi sürdüreceğiz.

*Fatih sondaj gemisinden müjde aldık. Halen süren sondaj çalışmalarından da yeni müjdeler geliyor. İnşallah Cumartesi günü Fatih sondaj gemimize gidip, çalışmaları bizzat görecek hem de yeni rezerv miktarını açıklayacağız.

*Kanuni gemimizden de müjde bekliyoruz.

*Salgın ve başka kaynaklı sıkıntıları unutuyor değiliz. Milletmizin derdi bizim de derdimizdir. Milletimizin aşıyla, işiyle, geleceğiyle ilgili endişesi varsa bunu gidermek boynumuzun borcudur.

*Muhalefetten de biraz feraset bekliyoruz. Teröristlerin yanında olmanın, hasımların arkadında durmanın adına ‘siyaset’ diyemeyiz.

*Artık Cumhur ittifakının kaderiyle ülkemizin kaderi birleşmiştir.

*Meslek örgütlerinin çarpık yapısı sürdürülemez. Çarpık yapısı düzeltilmelidir. Türk Tabipler Birliği )TTB) gibi. Ne zamandan beri terörle ilişkili biri TTB’nin başına geçebiliyor? TTB gibi meslek kuruluşlarındaki durum tahammül edilemez hale gelmiştir. TTB açıkça anayasaya aykırı faaliyet içindedir.

*Çoklu baro sisteminde olduğu gibi bir düzenlemeyi TTB için de yapacağız. Çocukları katletmekten ormanlara yakmaya kadar giden bir terör örgütünü savunmak bir meslek kuruluşunun görevi olamaz.

*Azerbaycan, işgal altındaki toprklarını istiyor versenize topraklarını. Muhalefetten güçlü bir ses yükseldi mi? Onlar da muhalefete randevu vermez tabii. Bu topraklardaki Ermeni yurttaşlarımdan bahsetmiyorum. Onlar bu topraklardaki her imkandan faydalanıyor. Bir müzakere 30 yıl sürer mi?

*Bize, “Suriye’den mücahitleri Azerbaycana’a yolladınız” diyorlar. Onların kendi topraklarında işi var. Başka bir yere gitmezler.