Yapay zeka, hayatın birçok alanını kolaylaştırmakta ve bilim insanlarına araştırmalarında yardımcı olmaktadır. İklim krizi konusunda çalışma yürüten araştırmacılara da doğru bilgi sağlama noktasında destek olabilen yapay zeka, etkisi kanıtlanmış teknolojilerde ölçekleme imkanı oluşturarak dünya genelindeki emisyonları 2030 yılına kadar yaklaşık yüzde 10 azaltma potansiyeline sahiptir. Bu yönde teknolojik gelişmelerin ve yapay zekanın kullanımının yaygınlaşması beklenmektedir.

“Yapay Zeka Toplumsal Sorunlara Çözüm Üretmek İçin Kullanılabilir”

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Necip Serdar Sever, iklim değişikliğinin çağın en büyük problemlerinden biri olduğunu belirtti. Sever, "Bu sorunun çözümünde teknolojinin rolü hayati önem taşımaktadır. Yapay zeka çalışmaları, bugün iklim değişikliği ile mücadele gibi daha geniş toplumsal sorunlara çözüm üretmek için kullanılabilecek bir potansiyele sahip. Paris İklim Anlaşması’nı imzalayan ve karbon emisyon hedeflerini belirleyen ülkemizde, iklim değişikliği ve sıfır karbon gibi konularda kamuoyunun bilgi düzeyi belirlenmeli, yapılacak iletişim çalışmalarıyla kamuoyu oluşturulmalı, bilgi ile desteklenmeli ve teknoloji paydaşlarının katılımı sağlanmalıdır. Bu hedefe ulaşmak için planlanan süreçlere katkı sağlayacak dijital içeriklerin maksimum fayda sağlaması, bireysel davranış değişikliği oluşturması ve sürdürülebilir olması amacıyla kamu kurumları, üniversiteler ve STK’lar ile birlikte topyekûn çalışmalara başlanması gerekiyor," dedi.

“Kamuoyunu Bilgilendirecek İçeriklere İhtiyaç Var”

Prof. Dr. Sever, “Paris Anlaşması’nı takip eden süreçte Avrupa Birliği, 11 Aralık 2019 tarihinde Avrupa Yeşil Mutabakatı’nı (Green Deal) yayımlayarak, 2030 yılına kadar karbon emisyonunu yüzde 55 azaltma ve 2050 yılına kadar ilk karbon nötr kıta olma hedefini açıklamıştır. Artan çevre sorunlarına dikkat çekmek ve bireylerin çevre sorunlarının oluşmasındaki etkilerini fark etmelerini sağlamak için ekolojik ayak izi ölçümlerinin yapılması ve bireylerin eğilimlerinin belirlenmesi gerekiyor. Bu noktada kamuoyunu bilgilendirecek içeriklerin hazırlanmasına da ihtiyaç duyulmaktadır. İlgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile ulusal ve uluslararası tüm STK’ların planladıkları çalışmalar doğrultusunda, başlatılacak 360 derece iletişim kampanyasının hedef kitlesinin belirlenmesi, uygun iletişim stratejileri ve içeriklerin hazırlanması, uygun kitle iletişim araçlarının seçilmesi ve doğru kullanımı bu çalışmaların sürdürülebilirliği ve somut eylem değişikliği için önemlidir. Türkiye’nin 2050 sıfır karbon hedeflerine ulaşmak için toplumun farklı kesimlerinin bilgilendirilmesi, karbon okuryazarlığı konusunda iletişim ve halkla ilişkiler çalışmaları yapılması ve özellikle dijital medya aracılığı ile içerikler üretilmesi giderek daha kritik hale gelmektedir,” dedi.

“İklim Değişikliği Odaklı Çalışmalar İçin Kampanyalar Üreteceğiz”

İklim değişikliğinde yapay zeka odaklı çalışmaların önemine değinen Prof. Dr. Sever, şunları söyledi: “Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü olarak 2024-2025 yılı itibarıyla Eskişehir başta olmak üzere iklim değişikliği odaklı çalışmalar için kampanyalar üreteceğiz. Özellikle yapay zekanın kullanılmasıyla karbon ayak izi ölçen mobil uygulamalar ve infografik tasarımlar gerçekleştirilecektir. Bu süreçte öğrenciler, akademisyenler ve yerel medya iş birliği de oldukça önem taşıyor. Ulusal basında olduğu gibi yerel basında da iklim değişikliği, sıfır karbon ve sıfır atık gibi konuların işlenmesi, yapay zeka ile gerçekleştirilen iletişim çalışmalarının etkisini arttırmak adına Eskişehir'de yerel medya ile iş birliğine hazırız. Ayrıca Greenmetric listesinde ülkemizden daha fazla üniversitenin ilk sıralarda yer alması gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle Anadolu Üniversitesi’nin bu listede yer alması için çalışmalarımıza ağırlık vermemiz gerekiyor.”