Eskişehir Sanayi Odası (ESO) Başkanı Celalettin Kesikbaş, "Finansmandan tutun, üretim süreçlerine kadar birtakım sıkıntılar mevcut. Seçimden sonrasıyla ilgili sanayicilerin en büyük beklentisi; öngörülebilirlik, sürdürülebilirlik ve tutarlı bir ekonomi politikasının, üretim politikasının ülkemizde kabul görmesi, yerleşmesi" dedi.

ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, 14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine hazırlanan siyasetçilerden beklentisini anlattı. Sanayicilerin öngörülebilirlik noktasında ciddi adımların atılmasını talep ettiğini söyleyen Kesikbaş, finansmana ulaşım sorununun ve enflasyondaki artışın önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi. Kesikbaş, şunları söyledi:

"EN BÜYÜK BEKLENTİ ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK"

"Yeni bir dönem, yeni bir süreç başlayacak. Seçimi kim kazanırsa kazansın, Türkiye açısından yeni umutların olduğu, yeni beklentilerin olduğu önemli bir döneme giriyoruz. Bu anlamda sanayicilerin de çok sıkıntıları, dertleri, problemleri var. Finansmandan tutun, üretim süreçlerine kadar birtakım sıkıntılar mevcut. Doğal olarak, seçimden sonrasıyla ilgili sanayicilerin en büyük beklentisi; öngörülebilirlik, sürdürülebilirlik ve tutarlı bir ekonomi politikasının, üretim politikasının ülkemizde kabul görmesi, yerleşmesi.

"FİNANSMANA ERİŞİMLE İLGİLİ SIKINTILARI MEVCUT"

Özellikle 2000 yılından sonra sanayicilerimiz büyük bir gelişme kaydetti. Hem dünyada konjonktür hem de istikrar ortamı, Türkiye sanayisi ve Eskişehir sanayisinde de önemli hedeflerin realize olmasıyla sonuçlandı. Önemli bir dönem ama bunun yanında birçok krizi, ekonomik anlamda sıkıntılı dönemi yaşadık da. Bu yüzden, 15 Mayıs’tan sonra öngörülebilir, herhangi bir sıkıntı olsa dahi bu sıkıntıların şeffaf bir şekilde anlatıldığı bir ortam, sanayicilerimizin en büyük beklentisi. Çünkü ülke olarak sanayiciler büyük bir kazanım elde ettiler. Maddi anlamda söylemiyorum bunu, know-how’dan tutun da teknolojiye kadar, yatırımlardan tutun da istihdama kadar. Kim gelirse gelsin, bizim Türkiye olarak bunu çok daha üst seviyeye getirmemiz gerekiyor. Buradan yola çıkarak bugüne geldiğimizde, sanayicilerin şu anda en çok ihtiyaç duyduğu finansmana erişimle ilgili sıkıntıları mevcut. Özellikle kamu bankalarından tutun da özel sektör bankalarına kadar özellikle hem yatırım hem de nakit ihtiyacıyla ilgili işletme sermayesi ve ihtiyacı bir şekilde finansmana hızlı, net ve kolay bir şekilde erişerek çözmek istiyorlar.

"YÜZDE 90’I İŞLETME SERMAYESİYLE İLGİLİ SIKINTI YAŞIYOR"

Özellikle son 2 yıl içerisinde döviz kurlarındaki artışlar, bununla birlikte enflasyonun ciddi şekilde artması, işletme sermayelerinde ciddi sıkıntılara sebebiyet verdi. Geçen hafta sanayicilerimizle bir anket yaptık. Sanayicilerimizin neredeyse yüzde 90’ı, şu anda işletme sermayesiyle ilgili sıkıntı yaşıyor. Yüzde 80’e yakını sermayeye ya da krediye erişimle ilgili sıkıntı yaşıyor ve önemli bir kısmı da enflasyonla mücadele süreçleri içerisinde ham maddeye erişim ve bugün aldığı malı yarın nasıl fiyatlayacaklarıyla ilgili sıkıntılar yaşıyor. Özellikle döviz kurlarının üzerinde de ciddi bir baskı var. Ki bu ihracata da bir şekilde yansıyor. Şirketlerin kârlılıklarında da ciddi düşüş var. Tabii ki diyebiliriz, şirketler az para kazansın, kârlılıkları az olsun ama kâr ettiği zaman sanayiciler refleks olarak tekrardan bunu yatırıma dönüştürüyorlar. Doğal olarak da yatırıma dönüşen her kâr realizasyonu, aslında istihdamı da pozitif etkileyen bir durum. İhracatı da pozitif etkileyen bir durum. Bu anlamda özellikle finansmana erişimle ilgili olan sorunların bir an önce çözülmesi, sanayicilerimizin en büyük beklentisi. Tabii ki bir sanayicinin en istemediği, enflasyonun artması. Çünkü öngörülebilirliği kaybediyorsunuz. Fiyat yapamaz hale geliyorsunuz. Bir şekilde maliyet tutturamıyorsunuz. Bu anlamda da enflasyonun düşürülmesi, bunun ülke açısından bir politika haline getirilmesi, önümüzdeki dönem iktidar sahibi olacak bütün mekanizmanın da buna odaklanması en büyük arzumuz. Enflasyon, bence kim devam edecekse en önemli mücadele etmesi gerekli olan konu. Sanayicilerimizi de derinden etkileyen bir durum.

"ENFLASYONUN DÜŞÜRÜLMESİ SON DERECE ÖNEMLİ"

Buna bağlı olarak tabii ki enerji maliyetlerinde şu anda aşağı yönde düşüşler var. Bunlar sevindirici ama henüz istenilen seviyelerde değil. Bu anlamda da enerji maliyetlerindeki düşüşlerle ilgili sanayicilerin sübvanse edilmesi en büyük arzumuz. Özellikle işçi maaşlarıyla ilgili, son bir yıl içinde neredeyse üç katına yakın artış gösteren ücret artışları mevcut. Tabii ki bunlar rekabetçiliği de düşürüyor. O yüzden enflasyonun düşürülmesi son derece önemli. Çünkü çalışanlarımızın mutluluğu açısından da onların kazandıkları paralarla hayatlarını geçirebiliyor olmaları bizler için son derece önemli. Bir de tüm dünya değişiyor. Dünyada da paradigmalar değişiyor. Önümüzdeki perşembe günü biz de açıklayacağız, sürdürülebilirlikle ilgili olan politikamızı. Dijital dönüşüm ve yeşil dönüşüm, iki tane de bizleri bekleyen önemli problem var. Çünkü Türkiye’de sanayiciler özellikle verimlilikle ilgili çok ciddi çalışmalara başladı ama bunlar henüz yeterli değil. İşte burada yeni politikalar oluşturacak siyasete ihtiyacımız var. Özellikle sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm, dijital dönüşümle ilgili devletin desteklerinin artarak devam etmesi bizler için son derece kıymetli ve özellikle bu teşviklerde de verimlilik esasının göz önüne alınması, gerçekten bunu hak eden şirketlere bunların veriliyor olması, inovasyon yaratacak şirketlere verilecek olması son derece kıymetli. Çünkü biliyoruz ki devlerimizin imkanları maalesef kıt ve bu kıt imkanlarda da sermayenin de verimli bir şekilde değerlendirilmesi ve bu teşviklerin verimli bir şekilde kurgulanması en büyük isteğimiz, talebimiz.

"ESKİŞEHİR'İN ÇEVRE YOLLARINA İHTİYACI VAR"

Eskişehir’de neredeyse kangren olmuş birtakım problemler var. Organize sanayi bölgesine erişim, ulaşımla ilgili neredeyse her ay sesimizi çıkartmaya çalışıyoruz. Çevre yollarına ihtiyacı var Eskişehir’in. Özellikle demir yolu taşımacılığının geliştirilmesi gerekiyor. Eskişehir, bugün 4 milyar dolara yakın ihracat yapan kentimiz ve giderek de büyüyor, Eskişehir’in ihracatı artıyor. İhracatın büyük bir kısmını biz kara yolu ile gerçekleşiyoruz. Demir yolu taşımacılığının da geliştirilmesi, bu anlamda da Eskişehir’in Gemlik bağlantısı demir yollarıyla son derece önemli. Yine Eskişehir özelinde baktığımız zaman, yine organize sanayi bölgelerinin oluşturulması, özellikle yatırım yapacak olan şirketlere çok daha ucuz fiyatlarla arsa tahsislerinin yapılması, yeni sanayi bölgelerinin oluşturulması, yeni nesil organize sanayi bölgelerinin oluşturulması son derece önemli. Bunları bugünden kurgulamak gerekiyor. Bir diğer kısmı tabii ki mesleki eğitim. İhracatımızı artırıyoruz ama yakın zaman içindeki en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesi de insan kaynaklarına erişimle ilgili. Nitelikli insan kaynağı yetiştirmemiz gerekiyor. Burada meslek liselerine çok büyük iş düşüyor.

"KADINLAR ÜRETİMİN İÇİNDE OLMALI"

Bir diğer kısım, yine özellikle kadınların iş hayatına girişi ve üretime tekrardan katkı sağlıyor olması da bizler içim son derece kıymetli. Bu anlamda hem cinsiyet eşitliği anlamında, ama tekrardan kadınların özellikle üretim içinde olması için politikaların geliştirilmesi de beklentilerimizin içerisinde. Eskişehir ile ilgili söyleyebileceğimiz; Eskişehir, raylı sistemler ve daha önceki demir yolu, daha sonra TÜLOMSAŞ ile büyük bir değer yaratmış. Ve tarihi bir geçmişi de var raylı sistemlerle ilgili, aslında potansiyeli oldukça yüksek. Özellikle raylı sistemlerle ilgili bir ihtisas organize sanayi bölgesiyle birlikte URAYSİM projesinin ve bununla birlikte yine hızlı tren setlerinin üretiminden tutun da vagon üretimine kadar bir merkez haline getirilmesi en büyük arzumuz. Bugün nasıl Bursa tekstille, otomotivle anılıyorsa, Kocaeli otomotiv sektörü ile anılıyorsa, havacılık sektörü ile ilgili her ne kadar Eskişehir’de kıymetli şirketlerimiz olmasına rağmen Ankara havacılık sektörüyle anılıyorsa özellikle raylı sistemler teknolojileri vagon üretiminden hızlı tren setlerine kadar üretimin bütün süreçlerinde mutlaka Eskişehir’in lider kent olması en büyük arzumuz."