CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel açıklamalarında şu ifadeleri kullandı;

"Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken tarihi bir seçim sürecini hep birlikte yaşayacağız. Seçim tarihi net olarak belli olmamakla birlikte, en fazla 6 ay içinde sandık önümüze gelecek.

O nedenle danışma kurulumuzun CHP Eskişehir İl Örgütümüzün genel seçimlerde başarılı ve iktidar hedefimiz için yol gösterici olması açısından son derece önemlidir.

Önümüzdeki yıl, zamanında ya da daha erken yapılacak bu seçimde, halkımız; kendi geleceğini oylayarak, ya tek kişilik hükümet ve ucube sistemden yana olacak. Ya da çoğulcu demokrasi ile önce ferahlayan daha sonra da refahın toplumun tüm kesimlerine eşit bir şekilde yayıldığı güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana oy kullanacak. Biraz geriye giderek hafızamızı tazelemekte fayda görüyorum.

Genel başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, hükümetin haksız, hukuksuz uygulamalarına itiraz etmek için 15 Haziran 2017 yılında, elinde sadece ADALET yazan bir dövizle Ankara’dan tek başına başladığı bu yürüyüşü 9 Temmuz’da İstanbul’da sonlandırdı.

Genel Başkanımızın 420 km.lik 25 günde tamamlanan yürüyüşü süresince, her kesimden milyonlarca yurttaşımız bu yürüyüşe eşlik etti. Adalet konusunda toplumun her kesiminin bu denli duyarlı olması, aslında yeni bir anlayışa, arayışa ve farklılıklarımızla birlikte önceliklerimizin gözden geçirilmesinin yolunu da açmış oldu.

Aslında bugün altılı masa diye tanımladığımız birliktelik, yani milletin masası o günlerde kuruldu.

Bugün, daha da otokratikleşen yönetim anlayışına son vermek için, adalet arayışımız sürüyor, adaleti bu ülkede tesis etmeyi birlikte başaracak ve mutlaka biz kazanacağız.

Değerli arkadaşlar, Devlet aygıtı adalet ile yönetilir. Eğer devlet yönetiminde adalet olmazsa o devlet çürür ve devlet olmaktan çıkar. Geleneksel demokrasimizde sandıktan çıkan sonuçlar, beğensek de beğenmesek de değerlidir ve milletin iradesini temsil eder. Ne yazık ki bugün talimatlı yargıçlar aracılığıyla siyasi kararlar alınıyor. Millet iradesine kelepçe takmak istiyorlar. Seçilmiş genel başkanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler tutuklandı, daha sonra belediyelere kayyum yönetimler atandı.

Eskişehir’den haykırıyoruz; Zam, Zulüm, Kayyum bu ülkenin kaderi olamaz. Sandık önümüze geldiğinde kendi kaderimizi, kendimiz tayin edecek ve ülkemize derin bir nefes aldıracağız.

Sarayın tek kişilik hükümeti işimizi, aşımızı, özgürlüğümüzü aldı. Yoksullukla, yasaklarla, yolsuzlukla mücadele edeceğini söyleyerek iktidar olan Ak Parti, Milletimizi açlığa mahkum etti, tvit atan gençleri, gazetecileri hapse gönderirken, üç beş yerden maaş alanlarla ve adrese teslim ihalelerle de yandaş zenginler yarattı.

Peki, ülkemiz içinde bulunduğu, sosyal, siyasal ve ekonomik olarak bu zor süreçten nasıl çıkacak. Hiç kimse, ama hiç kimse umutsuz olmasın, bu endişe girdabından ülkeyi çekip çıkaracağız. Türkiye önemli bir değişimin eşiğinde ve doğum sancısı yaşıyor.

Ortak akılla gerçekleştireceğiz bu değişimi, önceliklerimizde uzlaşacağız. Çoğulcu demokrasinin ve özgürlüklerin önünü açarak ilerleyeceğiz. Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sistemin mutabakat metnine sadık kalacağız. Bu konuya örnek teşkil etmesi açısından, bir süre önce 6 siyasi parti olarak Anayasa metnimizi açıkladık.

Şu anda altılı masa en başta demokrasi, ekonomi, dış politika, eğitim, sağlık ve toplumsal barışımız gibi 9 ana başlık ve 72 alt başlıkla ilgili çalışma programı yürütüyor. Bir anlamda hükümet programı da denilebilir. En kısa sürede halkımızla paylaşacağız.

Bilim yol göstericimiz olacak, rant ekonomisi ve emek sömürüsü yerine, üretimi dönüştürerek verimli, katma değeri yüksek ürün ve hizmet üreteceğiz. Ürettiğini satan, geliri hakça paylaşan, özgür, demokratik bir Türkiye’yi mutlaka inşa edeceğiz.

Bugün dünya yeni dönüşüme hazırlanıyor. Kaçırdığımız üç sanayi devriminden sonra üretimimizi, iklim krizini de dikkate alarak yeşil mavi dijital dönüşümle buluşturacağız. Bu dönüşüm bir yandan ishihdam sağlarken, diğer yandan Türkiye’de asgari ücret seviyesinde maaş alan çalışanların yüzde altmış beşinin, gelirleri artacak ve refah toplumu olacağız.

Bu dönüşümü YENİ KURALLAR üzerinden şekillendireceğiz. Kral değil kurallar yol gösterecek. Yepyeni Güçlendirilmiş bir Demokratik Parlamenter Sistem kuracağız. Seçim kanununu değiştireceğiz, milletin vekilini millet seçecek. Siyasi ahlak yasası çıkaracağız. 

YENİ KURUMLAR kuracağız. Ekonomik Sosyal Konsey yeniden hayata geçecek. Adil bir vergi sistemi kuracağız. Yoksul yurttaşlarımızın dolaylı vergiler ve enflasyon ile ödediği büyük bedeli, çok kazanandan çok vergiyle geri ödeteceğiz. Ulusal Vergi Konseyi kurarak harcamaları şeffaf bir biçimde denetleyecek Bütçe Kesin Hesap Komisyonu kuracağız.

YENİ KADROLAR ile devleti güçlendirecek, liyakat esaslı bir yapı oluşturacağız.

Enflasyonu düşürecek, yapısal reformları hızla gerçekleştireceğiz.

 Derin yoksulluğun getirdiği açlık, sefalet nedeniyle bu ülkede çocuklar yeterli beslenemiyor, yatağa aç giriyor. Açlıktan ölen çocuklarımız, bayılan gençlerimiz var. 6 yaşında çocuklara tecavüz ediliyor. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğinin yok edilmesine asla izin vermeyeceğiz.

Değerli yol arkadaşlarımız, Göreve geldiğimiz üç yıla yakın bir sürede çalışmalarımızı bu bilinçle yürüttük. İnsanlarla birebir görüşme, sorunları dinleme ve var olan sorunlara çözüm üretme odaklı yaklaşımda bulunduk.

Sandık ve seçim güvenliği ile ilgili ciddi çalışmalar yürüttük ve çalışmalar devam ediyor. Bu vesile ile emek veren ilçe başkanlarımıza ve yönetimlerine teşekkür ederim.  

Bugün, yaptığımız çalışmalarımızı uzun uzun anlatmak niyetinde değiliz. Sizler bu çalışmalarımızı görsel ve yazılı medyadan, sosyal medyadan zaten takip ettiniz. Eskişehir’de başarımızı elimizdeki verilerde destekliyor. Türkiye’nin en çalışkan il örgütlerinden biriyiz. Genel merkezimiz tarafından gerçekleştirilen analitik bir yaklaşımla performans ölçümünde, birkaç konuda ya ikinci ya da ilk beş il içinde yer alıyoruz. Eskişehir’de birinci partiyiz.

Ölçümlerdeki bu başarıyı sonuçların temel nedeni, Belediyelerimizin insan ve çevre odaklı çalışmaları ve milletvekillerimizin, örgütümüzün tümünün sokakta birebir siyaset yapmayı tercih etmesindendir. Tüm örgüt temsilcilerimizi gönülden kutluyorum.

Sadece son iki, üç ay içinde 12 İlçe merkezi, merkez mahalleleri ve 300 köy ziyaretinde bulunduk. Yaklaşık beş bin haneye girilerek iletişim gerçekleştirdik. Bu çalışmalarda katkı veren örgütümüzün tüm temsilcilerine teşekkür ederim.

Şimdi, anket ve değişik ölçümlerle gerçekleşen bu başarıyı genel seçimlerde sandığa yansıtmanın tam zamanıdır. Daha fazla gayret göstermeliyiz.

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında tarihi derecede önemli seçim için sizleri dinlemek, eleştiri, beklenti ve önerilerinize kulak vermek istiyoruz. Kısaca yol göstericiliğinize ihtiyacımız var. Sözlerime son verirken;

Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylediği gibi; Adaleti bu ülkeye ya getireceğiz. Ya getireceğiz!

Geliyor Gelmekte Olan."