Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde konuştu. Küresel düzeyde denge kaybının yaşandığını belirterek, dünyadaki gelir adaletsizliğine ve sistemdeki dengesizliğe dikkat çekti.

Türkiye'nin finansal hedeflerini vurgulayarak, İstanbul'u küresel finans ve katılım finans merkezi yapacaklarını ifade etti. Ayrıca, küresel finansal sistemin reel sektörü sömürdüğünü savundu ve katılım finansının bankacılık varlıkları içindeki payını artırmayı hedeflediklerini belirtti.

Son olarak, Türkiye'ye güvenenlerin pişman olmadığını vurguladı.
Türkiye olarak uzun süredir bu duruma dikkat çekmekteyiz. Küresel sistemin tüm unsurlarıyla günümüzün gerçeklerine göre yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5'ten büyüktür tespitimiz sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı göstermektedir.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze soykırımı ile birlikte artık bu kaçınılmaz bir hal almıştır. Şunu görmek ve kabullenmek mecburiyetindeyiz. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz.

Afrika'da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye'de, Sudan'da, Yemen'de, kan akmaya devam ediyorsa Gazze'de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, medeniyetlerin beşiği Akdeniz mülteci kabristanına dönüşmüşse, her yıl binlerce umut yolcusu son nefesini çöllerde, dağlarda veriyorsa kusura bakmayın kimse kendini emniyette hissedemez, gece başını yastığa rahat koyamaz.

Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz. Küresel sistemin elitleri bu tabloyu görmezden ve duymazdan geliyor. Fakat yaşadığımız her hadise, her bölgesel kriz yıllarca biteviye giden her kanlı barış ve barış karşısındaki savaş hepimize bu gerçekleri tekrar hatırlatıyor. İnsanlık olarak hem kendimizin hem evlatlarımızın müreffeh bir dünyada yaşamasını istiyorsak çözüm yerine sürekli sorun üreten mevcut sistemde özellikle ısrardan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine daha dengeli, daha adilane, daha kuşatıcı bir sistemin ihdası için hep beraber el ele vermeliyiz.

Karşı karşıya olduğumuz meydan okumalar esasen hiç birimize başka bir alternatif de bırakmıyor. Hangi inanca, kültüre, millete mensup olursak olalım bunun için mücadele etmemiz gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Küresel finansal mimarinin varlık gayesi aslında üretim ve refah artışına katkı yapmak olmalıdır.

"Küresel borçluluk 315 trilyon dolar seviyesine ulaştı"

Var oluş gayesi üretimi, istihdamı ve değer üretimini desteklemek olan finansal sistem artık reel sektörden bağımsız ve reel sektörü sömüren bir yapıya dönüşmüştür.

Sistem gelir ve servet adaletsizliklerini besleyerek yapay büyümeye yol açarak, az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler üzerinde aşırı baskı oluşturuyor. 2008 krizinden sonra borca ve faize dayalı finansal mimari krizi doğuran sebepleri ortadan kaldırmaya dönük gerekli adımları atmadı. Sistemin yapısal sorunları açıkça gün yüzüne çıktığı halde süreç geçici önlemlerle yönetilmeye çalışıldı. Bunun da mevcut sıkıntıları çözmek yerine derinleştirdiğini görüyoruz.

Geldiğimiz noktada küresel finans mimarisinin oldukça kırılgan bir yapıda olduğunu bugün süreci doğru okuyan herkes kabul ediyor.

Burada kısa süre önce açıklanan bir veriyi sizlerle paylaşmak isterim. Uluslararası finans enstitüsü verilerine göre, küresel borçluluk 2024 yılı ilk çeyreğinde rekor tazeleyerek 315 trilyon dolar seviyesine ulaştı. Bu oranların bile sürdürülebilirliği şüpheliyken tahminler borçluluğun daha da artacağına işaret ediyor.İş birliğimizi ilerleteceğiz" Kısa vadede katılım finansın bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15'e taşımayı hedefliyoruz.

Önümüzdeki dönemde tüm birikimi katılım finans kanunu ülkemize kazandırarak taçlandırmakta kararlıyız. Katılım finans alanında ülkemizi hak ettiği yere getireceğiz. İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezi yapacağız.Türkiye'ye güvenen hiç kimse pişman olmadı. Kazandırarak, kazanmayı amaçlayan hiçbir müteşebbis sonradan nedamet duymadı. Bundan sonra da kazan kazan temelinde iş birliğimizi ilerleteceğiz.