Ayakkabı boyacılığı yapan Mustafa Coşar, şu ifadelere yer verdi:

“Her şeyin en pahalı olduğu dönem bu dönem oldu. Bu dönem çok sıkıldık, halen de sıkılıyoruz. Para kazanıyoruz ama o kadar çok kazanmıyoruz. Kazandığımızdan da elimizde bir şey kalmıyor. Her şey pahalı. Nereye uzanırsam uzanayım, ulaşamıyorum. Bazen alamıyorum. O kadar boyacılık yapmama rağmen 50-100 liralık kıyma alıyorum. Pazar maşallah uçtu gitti. Hayat pahalı. Müşteri fiyat için bana tepki gösteriyor. Ben de ‘boyaya zam geldi, biz ne yapalım’ diyorum. Mesela boyayı 40 liraya alıyorduk şimdi oldu 55 lira oldu. Boyacı ne yapsın ki? Boyacı ister istemez zam yapma mecburiyetinde. 10 liraya boyuyorduk. Boyaya zam gelince 15 lira yaptık. Kazandığım paradan memnun değilim. Yetişemiyorum. Sofrada hep eksiklerimiz var. Ben deri boyacılık da yapıyorum. Yeter ki iş olsun. 150 liraya aldığım deri boyası 300 lira oldu. Gücümüz yetmiyor.”

“KAZANDIĞIM PARA YETMİYOR. EMEKLİLERE EN AZ ASGARİ ÜCRET YAPSINLAR ”

Ayakkabı boyacılığı yapan Hasan Gezgin ise; “Geçim zor. 50 lira artık 5 lira oldu. Paranın değeri yok. Hayat pahalı. Kazandığım para yetmiyor. Oradan buradan borç alıyoruz. Ev kirası var, elektrik, su var. Yetmiyor. 7 bin 500 lira para alıyorum. Bu paranın 4 bin lirası kira. Elektrik, su faturası derken bitiyor para. Büyüklerimiz inşallah yardım eder. Emekli maaşı olanlara biraz yüksek maaş yapsınlar. Emeklilere en az asgari ücret yapsınlar.”