Çevre faktörlerinin ve ortamdaki nemin önemini vurgulayan Dr. Bereket, şunları söyledi:
“Hava koşulları cilt sıcaklık ve nem seviyelerinin düştüğü kış aylarında kuru olma eğilimindedir. Isınma şekli kalorifer, odun sobası, yerden ısınma ve şömine gibi ortam nemini azaltan durumlarda cilt daha çabuk kurur. Sıcak banyolar ve duşlar, uzun süreli sıcak banyolar ve duşlar, yoğun klorlu havuzlar kuruluk nedenlerindendir. Sert sabun, deterjanlar ve kimyasallar: Bu tür ürünler ciltteki nemi ve yağı azaltarak cilt kuruluğuna neden olur. Yeterli sıvı alınmaması, bazı cilt hastalıkları, atopik dermatit, seboreik dermatit, sedef hastalığı, kontakt dermatit gibi cilt hastalıklarında kişinin cildi kuru olmaya eğilimlidir. Cilt kuruluğu, kullanılan ilaçların yan etkisi olarak da karşımıza çıkabilir.
Özellikle duşta banyo yaptıktan sonra oluşan gerginlik hissi, ciltte pütürlü görünüm, kaşıntı, ciltte soyulma ve pullanma, ince çizgiler ve çatlama, kızarıklık ve döküntü, kanayan derin çatlaklar, kaşımaya bağlı iz ve renk değişikliği. Kişinin uzun uğraşına karşın cilt kuruluğu yakınması devam ediyorsa, kurulukla birlikte kızarıklık da varsa, kuruluk nedeni ile oluşan kaşıntı şiddetli oluyorsa, açık yara geliştiyse, çizik ve çatlaklar enfekte olmuşsa, soyulma pullanma geniş alanlarda oluşmuşsa dikkat etmek gerekiyor.
Banyo ılık su ile yapılmalı, kısa sürmeli (10 dakika kadar) ve gerekmedikçe haftada 2’yi geçmemeli. Banyolarda sabun yerine “syndet” diye tanımlanan sert olmayan ve cildin yağ tabakasını bozmayan ürünler tercih edilmeli. Kese ve lif kullanmamalı temizleyici ürün elle sürülmeli. Banyo sonrasında deri yumuşak havlu ile fazla tahriş etmeden kurulanmalı ve ilk 3 dakika içerisinde nemlendirici pomad veya emülsiyonlar sürülmeli. Kolonya, alkol gibi maddeler kaşıntı giderici jel ve pudralar cildi kuruttukları için kullanılmaması gerekir. Derisi kuru ve kaşıntıya eğilimli kişilerin vücutlarına temas eden giysilerin pamuklu olmasına özen gösterilmeli. Yüksek ısı ve düşük nemli ortamların kaşıntıya yol açabileceği unutulmamalı.”