Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eskişehir Şubesi adına Dr. Birtürk Özkavak şu açıklamaları seslendirdi;

"Ülkemiz son yıllarda felaketten felakete yıkımdan yıkıma savruluyor. Covid 19 pandemisinin yaralarını sarmadan depremlerle sarsıldık. Her iki süreçte de alınmayan önlemler ve kar hırsının sonucu binlerce insanımızı kaybettik. Yine binlerce insanımız yaralandı. Geçmişini geleceğini yitirdi. Sağlık Ve sosyal hizmet emekçileri bu süreçlerde özveriyle görevini yaptı ve yapmaya devam ediyor. Bütün bunlara ek olarak patronlardan yana uygulanan ekonomik politikalar sonucu büyük bir ekonomik kriz içerisindeyiz. Öyle ki her gün temel tüketim maddelerine yeni zamlar geliyor. Pahalılık ve yoksullaşma at başı gidiyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) mart ayına ilişkin enflasyon verilerini açıkladı. ENAG'a göre mart ayında enflasyon yüzde 5.8 arttı. Yıllık enflasyon ise yüzde 112,51 oldu. TÜİK'e göre ise Tüketici fiyatları mart ayında yüzde 2.29 artarken yıllık bazda 50.51 oldu.
türk-iş in yaptığı araştırmalara göre , Mart ayında 4 kişilik ailenin açlık sınırı 9 bin 591 lira, yoksulluk sınırı ise 31 bin 241 lira olduğu açıklandı.

oysa son 20 yıllık süreçte ekonomik büyümeden pay alamayan sağlık ve  sosyal hizmet emekçilerinin gelirleri, son 5 yıldır reel enflasyon oranında dahi arttırılmıyor.

İktidarın ocak ayında kamu emekçilerine vermiş olduğu %30’luk zam ise reel enflasyon karşısında çoktan erimiştir.

Kamuoyu gözündeki sahte algı devam ettirilerek sanki sağlık emekçileri seçkin bir grup olarak lanse edilmektedir. Emekliliğe yansımayan performans, teşvik, ek ödeme, ek ders gibi cüzi miktarlarda ödemeler yaparak kamuoyunda yanlış algıya sebep verilmektedir. Meslekleri dahi ayrıştırarak çalışma barışını bozan uygulama ve politikalar son hızla devam etmektedir. Pandemi ve depremde kendi ve ailelerinin acılarını bir yana koyarak kamu hizmetlerin devamını sağlayan emekçiler olarak bir kez daha ifade ediyoruz “Herkesin acılarını dindirmek için gece gündüz çalışmamıza rağmen gerçekte bir soğan kadar değerimiz yok” Her gün 24 saat aralıksız sağlık ve sosyal hizmetlerin devamını sağlayan bizler yoksulluk sınırının altında, hatta açlık sınırında yaşamaya mahkûm edildik.

Artan kiralar zamları nedeniyle barınma sorunu yaşayan sağlık emekçileri yaşam alanını kiraların biraz daha ucuz olduğu şehrin uzak noktalarına kaydırmıştır. Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin etin sütün yumurtanın ve güncel olarak soğanın bile çok pahalandığı koşullarda sağlıklı gıdaya erişimi zorlaşmıştır. Çalışanlar ulaşım, ısınma, eğitim, sağlık, gıda zamları gibi zamlar nedeniyle hayat kalitesinden daha fazla taviz vermektedir

Üstelik iş yerlerimizde keyfi ve liyakatsiz yönetim anlayışları, angarya, mobbing değerbilmezlik, güvencesiz kadrosuz çalışma, kayırmacılık her türden baskı hat safhadadır. Ama önümüzdeki günlerde ülkemizin kaderini değiştirecek bir seçim olacaktır. Bu vesileyle taleplerimizi bir kez daha duyurmak istiyoruz.

TEMEL TALEPLERİMİZ

1.        Son günlerde artan hayat pahalılığı karşısında çalışanlara derhal ek zam verilmelidir

2.        Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine tek kalemde yoksulluk sınırının üstünde emekliliğe yansıyan ücretler verilmelidir.

3.        Tüm çalışanlar kadrolu güvenceli insanca çalışma koşulları altında çalışmalıdır.

4.        İş yerlerinde liyakat esas alınmalı her türlü kayırmacılığa mobbinge angaryaya son verilmelidir.

5.        Yıpranma payı yeniden düzenlenerek geçmiş çalışma dönemleri de kapsam altına alınmalıdır.

6.        Bunun için önümüzdeki günlerde tüm hastanelerde eylemler basın açıklamaları yaparak taleplerimizi dillendireceğiz.

7.        Sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar ayrımcı yaklaşımlar son bulmalıdır.

8.        İş yerlerinde çalışanların dinlenmesi ve temel ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde karşılayabilmesi için dinlenme odaları hijyenik banyo ve tuvaletler olmalıdır. Birçok kurumda özellikle şehir hastanelerinde çalışanlar yok sayılmaktadır. Bu eksiklikler tüm kurumlarda düzeltilmelidir.

9.        Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin çocukları için ücretsiz kreşler açılmalı yaygınlaştırılmalıdır.

10.     Çalışanlar yönetime katılmalı yönetimler her aşamada seçimle gelmelidir.

11.     Kadın sağlık ve sosyal hizmet emekçileri üzerindeki her türden cinsiyetçi yaklaşım sonlandırılmalıdır. Kadınlara regl izni verilmeli, reglin ilk günü izinli sayılmalıdırlar

12.     Depremzede sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin tayin talepleri koşulsuz dikkate alınmalı  bölgede kalanların  sağlıklı barınma beslenme gibi temel ihtiyaçları hızla sağlanmalıdır.

13.     Herkese eşit ücretsiz nitelikli kamusal sağlık ve sosyal hizmet hakkı tanınmalı, yurttaşların hizmetlerin planlanmasına ve sunulmasına katkısı sağlanmalıdır."