Eskişehir’de Türk Harb-İş Sendikası’na üye işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde sonuç alınamamasını Köprübaşı’nda protesto etti. Boş cüzdanlarını yere atan işçiler, "Cüzdan boşken hükümete oy yok" sloganı attı.

Eskişehir’de Türk Harb-İş Sendikası üyesi işçiler, toplu iş sözleşmesine ilişkin taleplerini dile getirmek için bugün Köprübaşı’nda toplandı. Yağan yağmura rağmen alandan ayrılmayan işçiler, Türk Harb-İş Genel Merkezi’ne ve hükümete seslendi. İşçiler, toplu iş sözleşmesine ilişkin taleplerinin kabul edilmemesi durumunda Türkiye genelinde eylemlere başlayacaklarını söylediler. "Cüzdan boşken hükümete oy yok" sloganını atan işçiler, yanlarında getirdikleri boş cüzdanları yere atarak hükümeti protesto etti.

"GEÇİMİMİZ SAĞLAYAMAZ HALE GELMİŞ BULUNMAKTAYIZ"

İşçilerin maaşlarının son 10 yılda enflasyon karşısında eridiğini söyleyen Türk Harb-İş Sendikası Eskişehir Şubesi Başkanı Hasan Atak, şunları söyledi:

"Türkiye’de yaklaşık 700 bin işçi, aileleriyle birlikte 2,5 milyon insanımız, kamuda çalışan kişiler tarafından beslenmektedir. Evinin geçimini buradan sağlamaktadır. Geçimimiz sağlayamaz hale gelmiş bulunmaktayız. Hükümetimiz bununla ilgili girişimler yapıyor gözükse de bunlar bizim kayıplarımızı telafi edememektedir. Etmeyi bırakın, çok çok uzakta bırakmaktadır. Alım gücümüz biraz daha azalmıştır. Açlık ve yoksulluk sınırına, savunma sanayideki işçiler, kamuda çalışan işçiler getirilmiştir.

"HER EKONOMİK KRİZDE İLK FATURA İŞÇİLERE ÇIKARTILMAKTADIR"

Defalarca ifade ettiğimiz gibi, bizlere enflasyon oranında verilen zamlar, zam değildir. İşçiye refah payı verilmediği sürece ailelerinin geçimini sağlayacak zam, zam değildir. Maalesef her ekonomik krizde, her ayağımız tökezlediğinde ilk fatura işçilere çıkartılmaktadır. Biz, ekmeğimizin her seferinde küçülmesinden bıktık. Krizin bedelini artık biz işçiler ödemek istemiyoruz. Yaşadığımız ortamda her şeyden öte gerçek olan şudur: Her ay işçinin maaşı, eline geçmeden yüksek enflasyon, vergiler ve maalesef TÜİK’in çarpıtma rakamları nedeniyle küçülmektedir. Her ay maaşımız cebimize girmeden azalmaktadır. Eve götürdüğümüz ekmek, her ay biraz daha küçük kalmaktadır.

"HİÇBİR MEVKİDEN KORKMAYA GEREK YOK"

Ülkenin milli gelirine büyük katkısı olan savunma sanayii başta olmak üzere kamu işçileri, bu duruma layık değildir. Bunu, burada toplanan tüm arkadaşlarım için söylüyorum. Asla bu durumu kabul etmiyoruz. Etmeyeceğiz. Hakkımızı alıncaya kadar bize destek vermeye davet ediyorum. Buradan Türkiye’deki bütün işçi arkadaşlarıma seslenmek istiyorum. Bugün bu basın açıklamasını yaparken dahi artık Türkiye’de maalesef gördüğümüz şudur: Susturulmaya çalışılan, açıklamadan bile korkan, bu açıklamayı bile bize yaptırmak istemeyen hiçbir makamdan, hiçbir mevkiden korkmaya gerek yok. Biz sesimizi yükseltmedikçe, biz hakkımızı aramadıkça arkadaşlar, az önce anlattığım muameleye sürekli olarak maruz kalacağız. O nedenle mücadele hepimiz için, meşru alanlarda devam etmeliyiz.

"MAAŞIMIZI SÖYLEMEYE UTANMAMAK İSTİYORUZ"

Kamuda çalışan işçilerin ana sorunu, son iki yılda, geçen yıl ocak ayında aldığımız refah payı haricinde zam alamayışımızdır. Ve biz, kamu çerçeve protokolü bugünlerde görüşüldüğünde son iki yıldır alınamayan bu zamlarla ilgili hiçbir açıklama olmayışını, işçiye yeterince açıklama yapılmayışını, bizleri tatmin etmediğini buradan kınadığımızı, protesto ettiğimizi açıklamak istiyoruz. Bugün yapılan toplantıda da maalesef bizleri tatmin edecek bir rakama gelinmemiştir. Bir rakam dahi açıklanmamıştır. ‘Seçim öncesinde, seçim sonrasında şunu yapacağız, bunu yapacağız’, bizim artık bunlara karnımız tok. Bizler, bayram öncesinde rakamların açıklanmasını, belirsizliğin ortadan kalkmasını, insanca yaşamak için kayda değer zam verilmesini ve artık maaşımızı söylemeye utanmamak istiyoruz. Ailemizin, çocuklarımızın huzuruna çıkarken biz, devletimizce bizlere kıymet verildiğini söylemek istiyoruz.

TÜRKİYE GENELİNDE EYLEM ÇAĞRISI

Türk Harb-İş Sendikası Genel Merkezi’ne de seslenmek istiyoruz. Bir çağımız da onlara. Verilen teklifler, en azından şu an TÜRK-İŞ’in sunmuş olduğu teklifler, hiçbir geri adım atılmadan, tavizsiz bir şekilde kabul ettirtilmelidir. Ve bu konuda acil bir şekilde, seçim sonrasına bırakılmadan, bayram öncesinde karar alınarak hükümet ikna edilebiliyorsa ikna edilerek, ikna görüşmeleri bir yerde tıkanıyorsa Türkiye genelinde Türk işçi sınıfının emeğinden gelen gücünü kullandırarak, bütün alanlarda harekete geçerek, acil bir eylem planı hazırlayarak mücadeleyi alana yaymalarını talep ediyoruz kendilerinden."