Eskişehir'de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve Kadın Meclisleri üyesi kadınlar bir AVM önünde şu açıklamayı seslendiler;

"Eskişehir Valiliği’nin onayıyla Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü ve Müftülük arasında yapılan protokol sonucu, Eskişehir’deki tüm okullara yani liselere, ortaokullara, ilkokullara ve hatta anaokullarına imamlar gönderilmeye başlandı.

İmamların çocuklara “manevi ve ahlaki değerlerin benimsetilmesi” adı altında eğitim vermeleri bu protokolle planlandı. Eşit, bilimsel, nitelikli eğitim hakkına yönelik bu tip saldırıların karşısında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak bugün buradayız. Kız çocuklarının geleceği için eşitlik, bilim, eğitim mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.

Başta 6284 ve nafaka hakkı olmak üzere kadınların kazanımlarının tartışmaya açıldığı, seçim ittifaklarının pazarlık konusu haline getirildiği bir seçim sürecini geride bıraktık. Bir yandan kadınları nasıl sahiplendireceğini anlatan Hüdapar, bir yandan milletvekillerinin üç eşi olduğunu ve dörde kadar yolu olduğunu söyleyen Yeniden Refah Partisi ile İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çeken AKP bir araya geldi. Son derece gerici, kadın ve laiklik düşmanı utanç ittifakı kuruldu. Seçimlerin ardından ise parlamentoda gericilerin çoğunlukta olduğu bir tabloyla karşı karşıyayız. Daha seçimin üstünden bir gün bile geçmeden, aynı gece LGBTİQ+’ları hedef haline getiren konuşmaların yapılmasına tanık olduk.

Milletvekillerinin yemin töreni günü 6284’ü hedef alan konuşmalar yapıldı, kanuna el uzatılacağının sözleri verildi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneğimize hukuksuzca kapatma davası açarken nafaka hakkını savunduğumuz için “aile kurumuna zarar verdiğimizi” söyleyenler, LGBTİQ+’ların haklarını savunduğumuz için “ahlakı bozduğumuzu” iddia edenler, şimdi de seçimlerin ardından kadınların mevcut tüm kazanımlarına derhal el koymanın yollarını aramaya başladı.

Tüm bunların ardından şimdi de Eskişehir Valiliği’nin onayıyla başlatılan okullara imam gönderilmesi uygulaması, sahip olduğumuz geleceği karartmaya çalışma arayışlarını bir kez daha ortaya seriyor. Laikliği ayaklar altına almakta sakınca görmeyenler; kadınların, çocukların ve LGBTİQ+’ların üzerinde “ahlak” adı altında baskı mekanizması oluşturmak isteyenler iyi dinlesin: Okullarda toplumsal cinsiyet eşitliğini derinleştiren uygulamalarınızın karşısında sonuna dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Kız çocuklarının geleceğini sizin elinize bırakmayacağız. Eşit, nitelikli, laik ve bilimsel eğitim hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz.

Mayıs ayında 40 kadın cinayeti, 22 şüpheli kadın ölümü yaşandı. Son aylardaki en yüksek kadın cinayeti sayısının, kadın düşmanı politikaların öne çıktığı seçim sürecine denk gelen Mayıs ayında yaşanması tesadüf değildir. Kadınların kazanımlarına göz diken, kadın cinayetlerini ve şiddeti durduracak politikaları hayata geçirmek yerine İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çeken, 6284 ve nafaka hakkı başta olmak üzere kadınların haklarını pazarlık konusu haline getiren siyasi iktidar, artan kadın cinayetlerinin baş sorumlusudur.

Kadın cinayetlerini ve şüpheli kadın ölümlerini mücadelemizle durduracağız. Özgür ve eşit bir dünyayı kazanacağız.

Tüm bu anlattığımız tabloya rağmen kadınların umutsuzluğa kapılıp kenara çekilmediğini, mücadeleye daha sıkı sarılmayı seçtiğini görüyoruz. Seçimin ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kadın Meclisleri olarak yaptığımız mücadeleye katılma çağrımıza iki bine yakın kadın yanıt verdi. “Asla Yalnız Yürümeyeceksin” diyerek çıktığımız bu yolda mücadelemize omuz veren tüm kadınlarla birlikte yürümeyi sürdüreceğiz. Hepimizin yolu açık olsun."