Doğayla iç içe olmanın kendilerini mutlu ettiğini belirten Rıza Demiralay, “Bir tane 100 vatlık enerji panelimiz var, onunla telefon şarjı ve aydınlatmayı sağlıyoruz. Elektrik olmadığından dolayı buzdolabı çalışmıyor, makinesi de yok. Bulaşığımızı ve çamaşırlarımızı tulumbada yıkıyoruz. Yiyecek içecek ihtiyacını buzdolabı çalışmadığı için günlük meyve ve sebze tüketerek karşılıyoruz. Zaten kendi bahçemiz olduğu için kışlık yiyecekler de hazırlıyoruz. Bir sıkıntı olmuyor. Genelde zorunlu ihtiyaçlarımızı takasla getirtiyoruz. Şehirden uzak, doğayla iç içe mutluyuz ve huzurluyuz. Hiçbir sıkıntı da duymuyoruz. Bu yaşam bazılarına zor gelebilir ama inanın çok keyifli” diye konuştu.

Evin hanımı Satı Demiralay ise şunları söyledi “Sabahleyin kalktığımızda eşim çayı demliyor, kahvaltı hazırlıyor. Dışarıdaki kuzineyi yakıyor. Kahvaltımızı yaptıktan sonra bahçeye geçiyoruz. Toplanacakları topluyoruz, sulanacakları suluyoruz, kurutulacakları kurutuyoruz. Fasulye, patlıcan ve biber kurutuyoruz. Çamaşırı kendi elimizde yıkıyoruz. Ben yıkıyorum, eşim duruluyor. Bulaşığı da aynı şekilde yapıyoruz. Burada düğme ile bir şey yok. Yani sadece bahçe doğal değil, biz kendimiz de doğalız. Her şeyi elimizle, gücümüzle yapıyoruz. Her şeyi paylaşıyoruz. Biz geçimimizi takaslarla sağlıyoruz. O yüzden de güncel fiyatlardan haberimiz yok. Burada yaşadığın zaman dışarıdan bir şey almana gerek kalmıyor, çünkü kendi ürettiğin doğal sebzeler ve meyveler var. O yüzden eşimle birlikte onları tüketiyoruz.”