Psikolog Anıl Özcan şu ifadeleri kullandı;
“Çoğu çocuk okula dönmeyi heyecanla bekler. Yeni arkadaşlar edinme, öğrenme fırsatları ve aktivitelerle dolu bir okul yılına başlamak, çocuklar için heyecan verici olabilir. Özellikle yeni bir okula veya sınıfa başlayan çocuklar, bilinmezlik duygusu nedeniyle kaygı ve stres yaşayabilirler. Bu tür kaygılar, zamanla azalabilir. Daha önce okul deneyimi olmayan, okula yeni başlayan çocuklar ayrılık kaygısı yaşayabilir. Bu çocukların anne-babalarından ayrılmak konusunda endişe duymaları anlamına gelir. Ayrılık kaygısı, zamanla azalabilir. Okulda arkadaşlık ilişkilerini geliştirmek ve sınıf içinde uyum sağlamak, bazı çocuklar için zorlayıcı olabilir. Bu durumda, öğretmenler ve aileler çocuklara yardımcı olabilirler. Özellikle sınav dönemindeki öğrenciler okula dönüşte performans kaygısı yaşayabilir. Sınavlar, ödevler ve öğrenme beklentileri, çocuklarda stres oluşturabilir. Olumlu bir öğrenme ortamı oluşturmak ve başarıları takdir etmek bu konuda yardımcı olabilir.
Okulda arkadaş grupları arasındaki ilişkiler çocukları bazen sosyal baskılar altına sokabilir. Grup içinde kabul edilmek veya benzeri giyinmek gibi beklentiler, çocukların duygusal sağlığını etkileyebilir. Okula dönüş, çocukların evden uzaklaşmalarını gerektirir. Bu, bazı çocuklar için özgürlük ve bağımsızlık hissi oluştururken, diğerleri için ayrılık kaygısı ve ev özlemi oluşturabilir. Aileler, çocuklarının okula dönüş sürecini desteklemek için duyarlı olmalı ve ihtiyaç duyduklarında onlara yardımcı olmalıdırlar. İyi bir iletişim, aile içi destek ve okul personeli ile işbirliği, çocukların okula dönüş sürecini daha kolay hale getirebilir. Ayrıca, çocukların duygusal ihtiyaçlarına saygı göstermek ve onları teşvik etmek önemlidir.”