Sager Travel Ceo'su Doğan Sager şu ifadeleri kullandı;

"Türkiye’nin turistler için bulunmaz bir değerdir. Gelenekselleşmiş kalıplardan çıkamayarak yenilikçi yaklaşımlarla sezona hazırlanamadığımız için geçiş sürecini sancılı geçirmektedir. 

Birçok otelin uyguladığı yanlış ve tutarsız fiyat politikası, gezilecek yeni rotaların hazırlanamaması ve de yurt dışında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkili yapılamaması turizm sezonun beklentinin altında kalmasına neden oluyor. Doğal ve kültürel miraslarımızın çeşitliliği bakımından eşsiz bir coğrafyaya sahibiz. Diğer turizm ülkelerine kıyasla bu bizi ön plana çıkarıyor. Tanıtım ve pazarlama konusunda önemli adımlar atılmalı

1618 no’lu Turizm Kanununun hiç vakit kaybedilmeden tekrar gözden geçirilip günümüz şartları ve taleplerine uyarlanması gerekiyor. Bu sayede, ülke içi yıllık turizm geliri de artacaktır. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘Turizm sektöründe, 5 yıl içerisinde 100 milyar dolar gelir hedeflenmektedir’ diye hedef koymuştu. Ne yazık ki, mevcut turizm politikalarımız ile bu hedefi yakalamamız mümkün değil. Örneğin, Antalya’da lüks bir otelde 4 gecelik paket fiyatı 100 bin lira, aynı zincir otelin Mısır’da 4 gecelik paketi 24 bin lira olması turistleri o bölgelere yönlenmesine sebep oluyor. Rakip ülkelerin fiyatlarına da bakmamız lazım. Burada anlatmak istediğim, fiyatlarımızı dibe çekmek değil, talebe göre belirlemektir.

Üzücü bir başka örnek ise, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde uygulanan her şey dahil otel konseptiyle gelen yabancı turist, 10 gün boyunca otelden dışarı hiç çıkmıyor. Otel içi yapılan çeşitli aktiviteler de gelen turisti cezbediyor. Gelen misafir Aspendos’u, tarihi Antalya kalesini, Manavgat şelalesini görmek yerine otelde zaman geçirmeyi tercih ediyor. Turizm hangisi aslında? O kültürü yaşamak, tarihi dokuyu hissetmek değil mi? Tamam ben gelen turist denize girmesin demiyorum. En azından, satılan tur paketi içeriğinde 4 gün kültür gezi programı da olsun ki, o turist, ülkesine döndüğünde tarihi güzelliklerimizi çevresine anlatabilsin.

Haziran ayının sonu olmuş ve Antalya’da hala sezon başlamadıysa çok ciddi bir sıkıntı var demektir. Tüm bölgelerde, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında beklentilerin çok altında kaldık. Geri kalan aylarda bunu yaşamama ve sektörümüzün hak ettiği değeri görmesi umuyoruz.”