Yılmaz Özdil yayınladığı videoda şu ifadeleri kullandı;

“Türkiye'de şehrinin eski halini özlemeyen tek şehir var. Şu anki hali eski halinden daha güzel olan tek şehrimiz var Eskişehir. Çünkü Eskiye oranla daha yeşil olan, betonlaşmayan doğaya, sanata, kültüre, tarihe, eskisine oranla çok daha fazla saygı duyulan tek şehir. 

Bilime, sanata, kültüre, müziğe, tiyatroya, resme, heykele, eskisine göre çok daha kolay ulaşılan tek şehir Eskişehir. Öbür şehirlerimizde böyle hıyar turu nüfusu artarken toplum katmanları arasında eğitimli, kültürlü birbirine saygılı nüfusun attığı tek şehir Eskişehir. 

Türkiye'de nostaljiden mutluluk duymayan tek şehir Eskişehir. Adı eski kendi yeni tek şey. Benjamin Button gibi şehir. Eskiden yaşlı bir insanın fiziksel görüntüsüne sahipken yıllar geçtikçe gençleşen zamanı adeta tersten yaşayan yıllar geçtikçe gençleşen bir şehir Eskişehir. 

Varlığıyla onur duyduğumuz Profesör Yılmaz Büyükerşen'in kendi ağzından kendi hayatını anlattığı kitap var. Nehir söyleşisi. İsmi Zamanı Durduran Saat. Eskişehir işte tam olarak böyledir. Şehirlerimizin olumsuz yönde gidişatını durduran, durdurabilen Eskişehir. Mücevher gibi korumamız gereken bir vizyondur bu. Çamurdan böyle berbat bir halden ibaretken şu anda Venedik'e benzeyen, gondollar dolaşan Porsuk Çayı ile, toplumun her katmanını klasik müzik besleyen senfoni orkestrasıyla, tiyatrolarıyla, balesiyle, operasıyla, müzeleriyle, muhteşem müzeleriyle, özgürce yürüyebildiğimiz trafiğe kapalı, kaldırımsız sokaklarıyla milyon metrekarelik, muhteşem parklarıyla, milyon metrekare. Fotoğraf Makinasıyla şehirde dolaşma böyle Eskişehir'de. Ağaçsız tek kare fotoğraf çekemezsin.

Çocuklarımızın rüyalarını süsleyen masal şatosuyla. Çocuklarımızın diyorum ama ben itiraf edeyim. Eskişehir'e gittim ve ilk masal sopasını geziyorum. İnanılmaz güzel yani. Vilaneteryumuyla. Bilim kuyruğu Olan tek şehir Eskişehir'i. İnsanların bilim deney merkezine girebilmek için kapısında kuyruğa girdiği tek şehir. Mimari restorasyonlarıyla, estetik dönüşümüyle, birbirinden güzel beş yıldızlı otelleri ile Kapadokya kadar turist ağırlar hale geldiler. Kadınların, kızlarımızın gece saat 12’de bile özgürce sokakta dolaşabildiği medeni ortamıyla, denizi olmadığı halde plajı ile adaları ile, yelken kursuyla, kano yarışmalarıyla.

Engelli yurttaşlarımızın kimseden yardım almadan dolaşabildiği engelli yurttaşlarımızın sosyal hayata katılabildiği Anadolu bozkırında pasaportsuz gidilen Avrupa şehrimiz Eskişehir. Düne değil. Yarına şahit olduğumuz bir şehir. Mucize bir şehir Eskişehir. 

Bu şehrin çocukları Yıllardır Beethoven'la büyüyor. Opera seyrediyorlar, bale seyrediyorlar. Bu şehrin çocukları henüz böyle 7-8 yaşındayken Fazıl Say dinliyor. Genco Erkal'la tanışıyor. Resim heykel bu şehirdeki çocukların, doğal hayatının parçası.

Tarih şuuruyla büyüyorlar. Ağaçla büyüyorlar. Hayvan sevgisiyle büyüyorlar. Akılla, bilimle, kültürle, sanatla, zihinlerine duvar örmeden, çocukluklarını, gençliklerini yaşayarak özgürce büyüyorlar. Bu şehrin çocukları, Atatürk aydınlanmasının nereye geldiğini, uygulamalı olarak yaşayarak görüyorlar. 

Bir şehir işte böyle düzgün yönetilirse Eskişehir gibi, toplumun nereden nereye sıçrayabileceğini yaşayarak görüyorlar. Aynı zamanda başka şehirlerde olduğu gibi eğer örgütlü cehalet yönetirse o şehirlerine başına neler gelebileceğini de görüyorlar. 

İşim yazarlık ama Anadolu bozkırında yaşanan bu aydınlanma devrimini inanın tam olarak ifade edemediğimi, kelimelerin yeterli olmadığını hissediyorum her defasında. Gerçekten ilham ve heyecan verici bir şehir. Eskişehir. Kıymetini bilmeliyiz. Kıymet bilmek, ardından gözyaşı dökmek değildir. Yanındayken sımsıkı sarılmaktır. Profesör Yılmaz Büyükerşen bu mucizeyi yaratırken bu ilham verici belediyecilik örneklerini sergilerken yanındaki en büyük yardımcısı Ayşe Ünlüce'yi yetiştirdi. Ayşe Ünlüce bayrağı devralmak için Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday. Kendisini kanıtlamış liyakatli bir yönetici. Yani Gerçek bir cumhuriyet kadını, cumhuriyet aydını hem Eskişehir'e hem de Türkiye'ye çok yakışacak. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'la birlikte Eskişehir'i yükseltmeye devam edecekler. 

Saygın bir hukukçu. Eskişehir'in bu hepimizin Türkiye'de herkesin gıptayla takip ettiği kazanımlarının kıymetini bileceğinden eminim. Hepimiz Eskişehir olmak istiyoruz. Eskişehir gibi yaşamak istiyoruz. Eskişehirlilerin de Eskişehir'e sahip çıkacağından eminim.”