Yeniden Refah Partisi’nin 2. Olağan Kongresi yapılıyor. Kongrede konuşan Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Mevcut iktidarın emeklilik zamanı gelmiştir. Ne altı tane benzemezin bir araya gelmeye çalıştığı masa başındakilerden, ne de iktidarda bulunan kasa başındakilerden bu ülkeye ve millete hayır gelmesi mümkün değildir. Aziz milletimizi feraseti, dirayeti ile ehveni şerleri değil, masa, kasa başındakileri değil Milli Görüş’ü, Yeniden Refah’ı seçecek ve 2023’te iktidara taşıyacak Allah’ın izniyle. 50 senelik Milli Görüş tecrübemiz ve kapı gibi iş bitirme belgelerimiz ile geleceğiz, bu aziz milletin yüzünü yeniden Milli Görüş ve Yeniden Refah ile güldüreceğiz inşallah” dedi. Erbakan, iktidara gelince “İstanbul Sözleşmesi’nin devamı niteliğinde” olarak nitelediği Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve Medeni Kanun’daki uzantılarının derhal iptal edilmesini sağlayacaklarını da söyledi. Delegelerin tamamının oyunu alan Erbakan yeniden Genel Başkan seçildi.

Yeniden Refah Partisi 2. Olağan Büyük Kongresi’ni bugün Ankara Arena Spor Salonu’nda yapıyor. Yeniden Refah Genel Başkanı Erbakan, salonun önünde, bahçedeki partililer tarafından sloganlarla karşılandı. Erbakan burada bekleyen partililere, parti otobüsü üzerinden seslendi. Erbakan, kongrelerinin tarihi bir kongre olduğunu dile getirerek, “Bu tarihi kongremizin, Milli Görüş’ün en büyük zaferlerine, Yeniden Refah Partimizin iktidarına, aziz milletimizin ve tüm mazlum milletvekillerin kurtuluşuna vesile eylesin inşallah. İkinci 40 yılda Milli Görüş’ün yeniden şahlanışına, milli görüş sancağının kalenin en yüksek burçlarına dikilmesine vesile eylesin inşallah” dedi.

Salondaki partililer geçmişte Necmettin Erbakan için atılan “Mücahit Erbakan” sloganını bu kez oğlu Fatih Erbakan için de attı. Kongrede sanatçı Davut Güloğlu da şarkı söyledi. Kongreye eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, İYİ Parti Kurumsal İlişkiler Başkanı Cihan Paçacı, CHP Konya Milletvekili Abdüllatif Şener, MHP Ankara Milletvekili Yaşar Yıldırım, DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcıları Mehmet Emin Ekmen, Elif Esen, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcıları Mustafa Bilici, Nedim Yamalı, Selma Silkin Ün, Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Pınarbaşı katıldı.

Erbakan, Mili Görüş Lideri Necmettin Erbakan’ın 11 yıl önce öldükten sonra “dış güçlere” “Ey dış güçler, film bitti sanmayın, film daha yeni başlıyor” dediklerini açıklayarak, “Şu muazzam manzara ortaya koyuyor ki biz geliyoruz, Yeniden Refah geliyor. Milli Görüş geliyor” diye vurguladı.

Erbakan, partilerinin iktidara gelmesi halinde yapacaklarını anlatarak, “Makam ve rakam için değil, Allah rızası için çalışan Milli Görüş kadrolarımız ile yaşanabilir bir Türkiye’yi inşa etmeye hazırız” diye konuştu.

Muhalefet yöneticilerinin de ABD’ye gitmesini eleştiren Erbakan, “Mevcut iktidarın iktidara gelenlerin yaptığı gibi bugün de muhalefet partileri ABD’nin yolunu tutar oldular. Biz yolu ABD’den geçmeden iktidar olmuş Milli Görüş hareketiyiz. Biz, kuvvet ve kudret sahibi ABD değil Cenabı Allah’tır inancındayız. İnşallah ikinci 40 yılda da yolumuz ABD’den geçmeden iktidar olacağız. Milletimizi ve İslam alemini kurtuluşa erdireceğiz Allah’ın izniyle. Artık çare var. Artık hayrın kendisi var. Artık Yeniden Refah var.

“NE MASA NE KASA BAŞINDAKİLERDEN HAYIR GELMESİ MÜMKÜN DEĞİL”

Mevcut iktidarın emeklilik zamanı gelmiştir. Ne altı tane benzemezin bir araya gelmeye çalıştığı masa başındakilerden, ne de iktidarda bulunan kasa başındakilerden bu ülkeye ve millete hayır gelmesi mümkün değildir. Aziz milletimizi feraseti, dirayeti ile ehveni şerleri değil, masa, kasa başındakileri değil Milli Görüş’ü, Yeniden Refah’ı seçecek ve 2023’te iktidara taşıyacak Allah’ın izniyle. 50 senelik Milli Görüş tecrübemiz ve kapı gibi iş bitirme belgelerimiz ile geleceğiz, bu aziz milletin yüzünü yeniden Milli Görüş ve Yeniden Refah ile güldüreceğiz inşallah.”

Salona Fatih Erbakan’ın, Cumhurbaşkanlığı forsu ve Kudüs’ün yer aldığı dev pankart, Erbakan konuşma yapmak için kürsüye giderken açıldı. Erbakan, kongrede yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Sadıklar, samimiler, kardelenler, sözünden dönmeyenler, Erbakan Hocamızın giydirdiği o şerefli Milli Görüş gömleğini asla çıkarmayanlar bu salondadır. En zor zamanda ‘İman varsa İmkân da vardır’ diye ortaya çıkan 21. asrın Erbakanları bu salondadır, ikinci 40 yılın kahramanları bu salondadır.

Siyaseti ticaret olarak değil, ibadet olarak yapıyoruz. 7 milyar insanın dünya ve ahiret saadeti için siyaset yapıyoruz. Yeniden büyük Türkiye öncülüğünde, aynen ecdadımızın yaptığı gibi, yeryüzünde adil bir nizamı hâkim kılmak için siyaset yapıyoruz.

“ERBAKAN HOCAMIZIN KURDUĞU FABRİKALAR KAPATILDI”

20 yıllık Ak Parti iktidarı döneminde, yapılan birtakım hizmetler olmakla birlikte, başta ekonomi olmak üzere, hukuk ve adalet, dış politika, sosyal politikalar ve eğitim gibi başat unsurların hemen hepsinde maalesef sınıfta kalınmıştır. Evet Ayasofya açıldı, başörtülü bakanımız büyükelçimiz oldu ama, ‘Paylaşımda adalet, yönetimde adalet, yargıda adalet’ ten eser kalmadı. Evet İHA-SİHA’lar yapıldı ama, aynı zamanda Erbakan Hocamızın kurduğu fabrikalar satıldı yok edildi, devlete ait yüzlerce fabrika satıldı yok edildi, faize 21 yılda tam 550 milyar dolar aktarıldı.

Evet Taksim’e cami yapıldı, imam hatipler açıldı ama, aynı zamanda LGBT derneklerine müsaade edildi,  6284 sayılı Kanunla ailenin temeline dinamit konuldu. ‘Dünya 5’ten büyüktür’ denildi ama, BOP’ne, Amerika’nın Irak işgaline, NATO’nun Libya operasyonuna destek olundu.

Bu süreçte sınıfta kalan sadece iktidar değildir. İtiraz etmekten, ‘istemezük demekten’, yapılan hayırlı işlere de ‘hayır demekten’ başka bir fonksiyon icra edemeyen muhalefet de sınıfta kalmış, Milletimize umut olmaktan uzaklaşmıştır. Diğer tarafta sosyal demokrat milli görüş anlayışına evrilenler, Milli Görüş’ü temsil ediyorum diye İstanbul Sözleşmesi’nin geri getirilmesine alet olanlar, CHP’nin eksiğini tamamlamayı arkasını toplamayı Milli Görüş zannedenler.

“BETON- ÇİMENTO EKONOMİSİ OLUŞTURMANIN ÖTESİNE GEÇEMEMİŞTİR”

20 yıldır ülkeyi yöneten Ak Parti hükümetlerinin, ekonomi politikası; borç, faiz, zam, vergi, israf ve beton-çimento ekonomisi oluşturmanın ötesine geçememiştir. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, iktidarın ekonomi modelinde 3 temel gider kalemi, 3 temel gelir kalemi bulunmaktadır. Giderler; faiz, imtiyazlı holdinglere kaynak aktarımı, israf. Gelirler; borçlanma, kamu mallarını satıp yok etme, zam-vergi ile milletin suyunu çıkarma. İşte bu model yüzünden faiz lobisi kar rekorları kırmaya, enflasyon ve fakirlik sürekli artmaya, Türk lirası her geçen gün erimeye, aziz milletimizin borçları ve feryadı gün geçtikçe daha da artmaya devam ediyor. Yıllardır borç-faiz-zam-vergi ekonomisi modelinin çıkmaz sokak olduğunu söyleyen milli görüş kadroları, bir kez daha haklı çıkıyor. 20 yıldır ülkemizi yöneten ve iktidarının son demlerini yaşayan bu anlayış,  milletimizin ve devletimizin sırtına yüklediği çok ciddi bir yükle, Türk siyaset tarihinin tozlu raflarındaki yerini almaya hazırlanmaktadır.

Döviz kurları tarihi rekorlar kırmakta, Türk lirası Bulgar, Gürcü ve Afgan parası karşısında dahi değer kaybetmektedir, enflasyon TÜİK’e göre yüzde 85,  bağımsız kuruluşlara göre yüzde 185 olmuştur. Gençlerde işsizlik oranı yüzde 50’lere yaklaşmış, 1,5 milyonluk üniversite diplomalı işsizler ordumuz oluşmuştur. Devletin borcu katlanarak artmış, artan faiz yükünün üzerine yıllık 150 milyar liralık KKM (kur korumalı mevduat) yükü de eklenmiştir. Merkez Bankası Net Döviz rezervi  ‘Eksi 60 milyar dolar’ olmuş, dış ticaret açığı rekor kırarak yıllık 100 milyar dolar seviyesine gelmiştir. Vatandaşlarımız son birkaç senede yüzde 200 ile yüzde 1000 arasında yapılan yeni zamlar altında ezilmiştir. Yağmur gibi yağan zamlara, icat edilen yeni vergiler ve vergi artışları eklenmiştir. Vatandaşımız, çiftçimiz, esnafımız ve özel şirketler, tarihimizde hiç olmadığı kadar bankalara borçlu hale getirilmiştir.

"EVLENEBİLMEK HAYAL HALİNE GELMİŞTİR"

İcra dosyalarının sayısı 25 milyona ulaşmıştır. Yoksulluk artmış, sosyal yardıma, gıda yardımına muhtaç vatandaşımızın sayısı katlanarak artmıştır.  Çiftçilerimiz ürettikçe batar hale gelmiş, Çiftçi sayımız hiç olmadığı kadar azalmıştır.  Vatandaşımızın yüzde 80’inden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşar hale gelmiştir. Halkın yüzde 45’i açlık sınırının altında yaşar hale gelmiştir.  5,5 milyon vatandaşımız, 2 bin liranın altındaki borcunu ödeyemeyip icralarla muhatap olmuştur. 4 milyon abone elektrik faturasını ödeyemez hale gelmiş, yine 4 milyon hane doğalgaz faturasını ödeyemez hale gelmiştir. Kira fiyatları astronomik şekilde artmış.  Ev veya araba almak, orta ve üst orta gelire sahip olanlar için bile hayalden öte hale gelmiştir. Milyonlarca gencimiz için bırakın 3 çocuk sahibi olmak, düğün yapabilmek, evlenebilmek dahi hayal haline gelmiştir.

Son 20 senede her başarısızlıklarında olduğu gibi bu başarısızlıklarını da vatandaşa fatura edip ‘aslında vatandaş dolarını bozdursa dolar 7 liraya düşer’ diyorlar. Bu millet sizin için daha ne kadar fedakarlık yapsın? Siz önce kendi oluşturduğunuz zenginlerin, kaynak aktardığınız imtiyazlı holdinglerin Türkiye’deki, İsviçre’deki, Hollanda’daki, Amerika’daki, Katar’daki dolarlarını getirin bozdurun, vatandaş da sonra bozdurur altınını, dolarını.

ALTILI MASAYI DA ELEŞTİRDİ

Peki ya ‘masa başındakiler’ dediğimiz 6’lı Masa’nın durumu nedir? Çoğu ekonomik model olarak daha düşük faizle borçlanmayı vadediyor. İBB, yüzde 10,70 ile dolar borçlanıyor. Bu mu sizin ekonomi çözümünüz?  İktidarın yüzde 8,64 faizle dolar borçlanma rekorunu egale etmek midir çözümünüz?

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNE REVİZYON

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Gazi Meclisimizi güçlendirecek şekilde revize edilecek, meclisimizin ‘yasama’ ve ‘denetim’ fonksiyonlarına yeniden işlerlik kazandırılacak. Ne yargının yönetenler üzerindeki vesayetine, ne de yönetenlerin yargı üzerindeki vesayetine müsaade etmeyeceğiz.

AİLENİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’U ELEŞTİRDİ

Nafaka miktarının tespitinde, boşanan eşlerin iş ve gelir durumları, müşterek çocuk olup olmadığı gibi bazı objektif kriterlerden istifade edilecektir. Nafaka alamayan ihtiyaç sahibi hanımlara destek olmak üzere, devlet yardımı ve istihdam mekanizmaları devreye alınacaktır. İktidarımızda, ele alacağımız bir diğer husus İstanbul Sözleşmesi’nin devamı niteliğinde olan 6284 sayılı Kanun’un (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun) ve Medeni Kanun’daki uzantılarının derhal iptal edilmesini sağlamak olacaktır. Sözde kadını korumak için çıkarılmış olan cinsiyetçi, feminist ve faşist bu kanun, ailenin, evlilik müessesesinin altına konulmuş bir dinamit gibi işlemektedir. Milyonlarca çocuk ve baba bu kanun yüzünden perişan haldedir.

“YERLİ VE MİLLİ YASALARI ÇIKARACAĞIZ”

Kadına yönelik şiddeti azaltmak yerine artmasına sebep olan bu kanun ve uzantıları derhal iptal edilecektir. Mevcut iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını çekmesine rağmen, bu sözleşmenin en önemli uzantısı olan 6284’ü uygulamaya devam etmektedir.  Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi’nin tahribatı halen devam etmektedir. 6’lı, 7’li masalarda da durum hiç farklı değildir. ‘Gelir gelmez İstanbul Sözleşmesi’ni tekrar yürürlüğe alacağız’ ifadesini açıkça dile getiriyorlar. Allah size fırsat vermesin. Bizler Yeniden Refah olarak, buna asla geçit vermeyeceğimizi bir kez daha en güçlü şekilde ifade ediyoruz. İktidarımızda kadın, erkek ayırt etmeksizin herkesin haklarını koruma altına alacağız. Ancak keyfilikten, iftiraya uğramaktan milletimizi kurtaracağız. Aile bütünlüğünü koruyacak, değerlerimize uygun, yerli-milli yasaları çıkaracağız.

“LGBT DERNEKLERİNİ KAPATACAĞIZ”

Hükümet, LGBT derneklerine de göz yummakta ve bunlara yurtdışından aktarılan mali kaynaklara karşı da sessiz kalmaktadır.  Türkiye’de 2007 yılında ilk ‘LGBT Öğrenci Derneği’ kurulmuştur.  2011 yılında hukuk tekniği bakımından bir ‘onay yasası’ niteliği taşıyan ‘6251 sayılı Kanun’ çıkarılmıştır. 2015 yılına gelindiğinde LGBT derneklerinin sayısı 22’ye ulaşmıştır. Okullarımızda çocuklarımıza ve gençlerimize ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Projesi’ kapsamında söylemekten imtina edeceğimiz dersler okutulmuştur. Biz elimizdeki tüm hukuki enstrümanları kullanarak LBGT derneklerini kapatacağız.

KÜRT SORUNUNA DEĞİNDİ

Üzerinde önemle durduğumuz bir başka husus ise 85 milyonun birlik beraberliği ve kardeşliğidir. Bugün Hakkâri’de, Van’da, Şırnak’ta, Diyarbakır’da, o cennet parçası bereketli topraklarda yaşayan vatandaşlarımızın kırgınlıkları var, mağduriyetleri var, üzüntüleri var, o bölgede adil bir yönetim bekleyen, yatırım, istihdam, eğitim bekleyen kardeşlerimiz yıllarca bu hizmetleri alamadıkları gibi, otokratik bir anlayışla hor görülmüş ve ötekileştirilmiştir.  Üvey evlat muamelesine maruz bırakılmıştır. Bir yandan da dış mihraklar Doğu ve Güneydoğu bölgemizi karıştırmaya çalışmaktan, ırkçı ideolojilerle bunaltmaktan, Marksizm-Leninizm gibi akımları bölgedeki gençlerimiz arasında yaymaya çalışmaktan vazgeçmiyorlar. Ancak biz millet olarak aynı inancın evlatlarıyız.  Bizler bin yıllık geçmişimizde birlik ve beraberlik içinde olmuş kardeşleriz.  Bize ayrılık, gayrılık ve çatışma asla yakışmaz.

Aynen Erbakan Hocamız gibi, Milli Görüş ruhuyla tüm bölge insanını ayrım gözetmeksizin kucaklamaya geliyoruz.  Irkçılık yerine İslam kardeşliği anlayışını hakim kılmaya geliyoruz. Bölgede ve tüm Türkiye’de maddi ve manevi kalkınma hamlelerini gerçekleştirmek için geliyoruz.

“KIBRIS VE KUDÜS DAVAMIZ”

Bizim için dış politika alanında hassas olduğumuz dört önemli husus vardır ki bunlar; ırkçı emperyalizme karşı şuurlu olmamız ve dik durmamız, İslam Birliği’nin kurulması, Kıbrıs davamız ve Kudüs davamızdır. Milli Görüş’ün, dış politikada alamet-i farikası olarak gördüğümüz bu dört önemli hususta birinci 50 yılda; bize ambargo uygulayan Amerika’nın İncirlik Üssü kapatılmış, Çekiç Güç ülkeden kovulmuş, Amerika’nın Irak ve İran ambargolarını delmiştir. D-8’le İslam Birliği’nin ilk adımı atılmıştır. Kıbrıs meselesi Kıbrıs Barış Harekatı’yla bir daha tartışılmamak üzere çözülmüş, 54. Hükümet döneminde Kudüs’te tek bir Müslümanın dahi burnu kanamamıştır.  İşte bahsetmiş olduğumuz şahsiyetli ve onurlu dış politika budur.”

Fatih Erbakan kongreye katılan 1225 delegenin tümünün oylarıyla yeniden partiye genel başkan seçildi.