Mavi Vatan , Libya - Türkiye deniz sınır komşuluğu kavramlarının teorik, pratik ve akademik çalışmalarının arkasındaki isim Cihat Yaycı...

Aynı zamanda terör örgütü Fetö mensuplarını deşifre eden algoritma çalışmasının mimarı...

Habertürk TV'de Mehmet Akif Ersoy ile ilgi ile seyrettiğim uzun bir özel röportaj verdi...

İlk dikkatimi çeken konu ekranda Müstafi Tümamiral yazması idi...

Genelde kanallarda konuğa ne yazalım diye sorulur...

Tüm dünyada geçerli akademik ünvanı PhD olan bir akademisyen...

Ya da sadece Cihat Yaycı...

Veya Deniz Kuvvetleri eski Kurmay Başkanı...

Bunlar yerine Müstafi Tümamiral sanırım ki öylesine yazılmış bir alt isim yazısı değildi...

Mavi Vatan, Boğazlar ve Montrö sözleşmesi hakkındaki söyledikleri, konuya hakimiyeti, bilgi birikimi, devlet adamlığı duruşu uzun ve ayrı bir yazı konusu...

Bu yazımda fetömetre konusu ile ilgili dikkatimi çekenlerin altını çizmek istiyorum...

Öncelikle fetömetre adı...

Paşa’nın deyimi ile fetöcülerin konuyu itibarsızlaştırma adına taktıkları güya alaycı bir isim...

Ama çok derin bir devlet bakış açısını gösteren, nitelikli bir çalışma olmuş...

50 yıldan fazla süredir devletin hassas noktalarına sızma çalışması yapan büyük bir terör ve casusluk yapılanmasını deşifre eden  nitelikli bir çalışma...

Öncelikle hedef alınan noktalarda yani askeriye, mülkiye, yargı, akademi gibi noktalarda insan kaynaklarına sızılmış ve hakimiyet sağlanmış...

Daha sonra, 90'lı yılların başlarında kritik tüm sınavların soruları çalınmaya başlamış...

İngilizce bilmeyenler dil sınavlarında en yüksek puanları almış...

Ortaokulda vasat çocuklar askeri liseler, harp okulları ve harp akademilerinde en yüksek puanları almış...

Üniversite sınavlarında çalınan sorular ile en önemli üniversiteler çapsız haşhaşiler yerleştirilmiş...

KPSS sınavlarında en önemli kademelere çalınan sorular ve atama dairelerindeki fetöcüler vasıtası ile haşhaşiler yerleştirilmiş...

Tıpta Uzmanlık Sınavı soruları ile en elit eğitimlere haşhaşiler yönlendirilmiş...

Hakimlik, savcılık sınav soruları çalınmış...

Bu en elit ve kritik yerlere yerleştirilenlere kesin talimat verilmiş...

Yaşam tarzları neredeyse abartılı seküler şekillerde devam ettirilmiş...

Evliliklerine kadar örgüt planlama yapmış...

Bu haşhaşilerin hiçbirinin aslında kendi iradelerine ait, hayatlarında tek saniyeleri yok...

Yaycı’nın yaptığı çalışma basit bir bankaya para yatırmış mı, bağış yapmış mı , bylock kullanmış mı çalışması değil...

Hatta tüm bunlar neredeyse fetönün en değersiz ayak takımının özellikleri...

Önemsedikleri, değerli olanları nerdeyse 40 yıldır titizlikle kripto bırakılmış...

Deşifre olmamaları için özenle saklanmışlar...

Fetö okullarında okumamışlar, gazetelerini okumamışlar, hücre tipi yapılanmada aynı evde kalanlar bile aslında birbirlerini tanımamış ve hatta takip etmişler...

Tam bir şeytani yapılanma...

Yaycı’nın çalışması en ufak ipuçlarını bile değerlendirerek, yıllar öncesine giderek, ince eleyip sık dokuyarak bu devlet ve millet düşmanlarını değerlendiriyor...

Samanlıkta iğne arıyor ve buluyor...

Bu çalışma üzerinden 30 bine yakın sadece TSK'dan rütbeli kripto deşifre edildi ve uzaklaştırıldı...

KHK’lar ve bunun üzerinden uydurulan mağduriyet hikayelerine en güzel ve mantıklı cevabı da Paşa verdi...

Dedi ki, "Mahkemeden ceza almadım, devlet beni mağdur ediyor, diyenlerin tezleri boştur. Mevcut hukukta ceza alacak bir eyleminin olmaması, bu kişilerin devletin kurumlarında, etkin yerlere dönebileceği anlamına asla gelmez... Devlet elbette ki kendisini koruyacak ve devlet millet düşmanlarını içinden temizleyecektir"...

Kendisinde kripto izi bulunmayan ama birinci derece yakınlarında olanları da devletin kendisinden uzak tutmasının en büyük hakkı olduğunu vurguladı...

Rahmani tarafta olanların şeytani tarafın kölelerine taviz vermeyeceğini net bir şekilde ifade etti...

Tamam bu şerefsizler kılıçdan geçirilmeyecek ama devletin içinde yer bulmalarına da izin verilmeyecek elbette...

Şeytani akla karşı devlet aklının her zaman daha üstün ve mat edici olduğunu net bir şekilde gösterdi...

Bu arada kişisel olarak nelerle mücadele ettiğini de hiç sızlanmadan mütevazılıkla hissettirdi...

Hem fetö mücadelesinde hem de Mavi Vatan konusunda dirayetli siyasi iradenin önemini ısrarla vurguladı...

Paşa’yı sonuna kadar dikkat ve ilgi ile izledim...

Paşa varlığı ile dosta güven düşmana korku saldı...

Anlattıkları içimize su serpti, ferahlık verdi...

Varlıkları milletin ve devletin ferahlığı olan insanlarımızı gördükçe güvenimiz ve huzurumuz artıyor...