Demokrasik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Önder Aksakal'ın 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakı'nı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini yönelik açıklamasına tepkiler sürerken yaptığı açıklama gündeme bomba gibi düştü. Geçtiğimiz gün katıldığı canlı yayın programında "Bülent Ecevit de yaşasaydı Cumhur İttifakı'nda olurdu" görüşünü savunan Aksakal, Haber Global'de katıldığı "Yüz Yüze" programında Deniz Gezmiş ile ilgili açıklamada bulundu.

Aksakal, "Deniz Gezmiş'ler de tam bağımsızlık için mücadele etti. Onlar bugün olsaydı, Erdoğan'a oy verirdi, onlar da ABD karşıtıydı. Ecevit yaşasaydı Cumhur İttifakı'nda olurdu. İnsanlar ölüyor ama fikirler ayakta. O fikirler doğrultusunda bugün kime ne oy vereceğini biliyoruz" açıklamasında bulundu.

Önder Aksakal'ın programda yaptığı açıklamalardan bazı satır başları şöyle:

"Yıllardır DSP üzerinde bir siyasi vesayet görüntüsü vardı, kuruluştan itibaren özellikle CHP ve SHP kanadı, sürekli Ecevit'i ve DSP'yi toplumu bir bölen olarak lanse etmeye çalıştılar. Ecevit'in ayrılmasından sonraki süreç de bir yok sayma stratejisi ortaya konuldu. O cenahta yine bu manzara bir beklenmedik durum olarak karşılandı, DSP bu kararıyla Türk siyasetindeki dengeleri oynattı. DSP, üzerindeki bu vesayeti kabul etmeyeceğini söyledi.

Demokrasiyi içselleştirip içselleştirmediğimizin görüntüsüdür, karara itiraz edilip edilmediği. Devleti yönetecek Cumhurbaşkanı seçilecek. Eğer yapınız içerisinde birkaç kişi buna itiraz ediyorsa büyük gürültüler koparılarak o parti, yıpratılmaya çalışılıyor. DSP'nin tüm örgütlerinde görev üstlenmiş örgütlerinde bir tek amaç vardır, yeniden parlamentoda yer almanın heyecanıyla hazırlanıyor.

'MİLLET İTTİFAKI'NDAN TEKLİF GELDİ Mİ?'

Biliyorsunuz Altılı Masa denen yapı bir yıldan önce oluşturuldu. Onlar 6 partili ve bazı beklentiler dahilinde bir partinin daha katılımıyla, DSP ve diğer bazı partileri görmek istemediler, bize bir teklif de gelmedi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destekleme kararı alınması ile ittifak farklı şeyler. DSP artık Cumhurbaşkanı adayı çıkarmalı.

Demirel demişti, kim ne verirse benden 5 fazlası derdi. Böyle bir rekabet vardı ama bu seçimler maalesef ABD'nin öncülüğünde yürütülen, vatanın bölünmezliğinin tartışıldığı bir gündem meydana geldi. HDP gibi, ülkenin bölünmesini isteyen bir siyasi hareket belirleyici faktör haline getirildi. DSP gibi Atatürk'ün değerlerini önemseyen ya da önemseyen partiler arasında bir ayrışma meydana getirdi. Adı zaten Demokratik Sol. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyeti yaşatma görevini üstlenmiş olarak Amerika'nın ülkemizdeki etkisini istemeyen bir parti. Hem Hizbullah hem de PKK'yı bitiren ve Türkiye'ye huzur getiren bir parti.

KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞMESİ...

Kılıçdaroğlu'nun adaylığını öne çıkaran ABD olsun, Kandil'deki yöneticiler olsun ve yine onların talimatlarıyla kendi partileri için aday çıkarmayan HDP olsun ve bunun da yanında FETÖ'cüler olsun. Bunları hepsinin yan yana koyunca bize 600 milletvekili de verseler biz o yapının içinde olmazdık. Bizi ziyaret ettiler, destek de istemedi. Deprem bölgesindeki konuları paylaştılar, tespit ettikleri sorunların çözülmesine yönelik çalışmaları olduğundan söz ettiler. Sosyal ve özel yaşamlarımız hakkında konuştuk."