Tüm emekçi kadınların Uluslararası 8 Mart Kadınlar Günü kutlu olsun!

Ne güzel bir gün, tüm dünyada sevgi ve ihtişamla kutlanıyor. Ne gurur verici artık kadınlar kimliklerinden gururla bahsediyor, keyifle kendini yansıtıyor. Ne mutlu ki artık kadın kendi gücünün farkına vardı dağları artık kendi deliyor!

Ne acı ki günümüzde kadınlar var olma mücadelesi içindeler. Oysa ki antik dönemlerde öyle miydi? Özellikle anaerkil dönemlerde kadın toplumun ana kraliçesiydi. Kadının rahminden doğan yaratıcı gücünün farkında olan erkek toplumu avcı ve toplayıcı olarak hareketi ve güvenliği sağlıyor ve kadının mutluluğu için bütün varlığını ortaya koyuyordu. Kadının mutluluğu her şeyden önce geliyordu. Kadın bilgeliği ile çocuklarını yetiştiriyordu, o toplumun sağlıklı bir yapıya kavuşması kadına bağlıydı. Kadın mutluysa çocukları d mutluydu. Ailesi mutluysa erkek mutluydu. Kadın mutluysa çocuklarını en iyi şekilde besleyebiliyordu. Allah rahmi yani yaratıcı gücünü kadına vermiştir. Bu durumda eğer toplumda liderliği ele alan erkekler bu bilinçle hareket ederlerse kendi enerji alanları da genişleyecek ve varlık sebeplerinin aslında bu yaratıcı alanla tamamlandığını görecekler.

En sevdiğim başucu kitaplarından biri olan Napoleon Hill’in kaleme aldığı bütün “secret” (sır) kitaplarının ana kaynağı olan “Düşün ve Zengin Ol” her ne kadar maddi zenginliği anlatıyor gibi görünse de aslında evrensel bolluk ve başarı yasalarının temel şifresini anlatmaktadır. 1937’de kaleme aldığı kitap dünya çapında 15 milyondan fazla satmıştır. İçlerinde Henry Dord ve Thomas Edison’un da bulunduğu başarılı 500 insan üzerinde yaptığı 25 yıllık araştırma ile muazzam başarılar elde etmiş erkeklerin yanlarında çok mutlu olan tek bir kadın olduğunu gösteriyor. Enerjetik alanda kadındaki yaratıcı enerji aktive olmadan çok yüksek başarı ya da bolluk alanına geçmenin mümkün olmadığını söylüyor. Kitapta bu sırrın şaşırtıcı gücünü kanıtlayan gerçek hikayeler yer alıyor.

Ataerkil toplumlarda ise erkeklerle rekabet etmek zorunda kalan kadınlar kendi kadınlıklarının gerçek gücünü fark etmeden kendilerini maskulen bir maske altında mutsuzluk alanında buluyor. Olmaktan çok yapmak alanında avcılık ve toplayıcılığa soyunan kadın çocuklarının ve yaratıcılığının zevkini unutuyor. Kadınları mutsuz olan erkekler umutsuz bir depresyona girerek tüm duygusallıklarını kaybediyorlar ve gitgide daha da duyarsızlaşıyorlar. Kadınlar nasıl mutlu olacağını unutuyor erkekler aslında ne olduğunu çözemiyor. Kadın isterse Ferhat’sız dağları deler, fakat yaradılış sebebi olan olmak ve yaratıma yer açmak için kendi duygularının farkına varmalıdır. Erkekler de kadınların kendilerini var olma savaşı içinde parçalamalarına değil onları daha naif ve daha zarif nasıl destekleyebileceklerine odaklanmalılar.

Kadın’ın tek ihtiyacı gerçekten, içten, kayıtsızca ve tutkuyla sevilmektir. Kadına ihtiyacı olan ilgiyi ve desteği verin ve o dünyalar sizin olsun. Bırakın ana kraliçe eski zamanlardaki gibi toplumu yükseltsin ve layık olduğu bolluğa ulaştırsın. Kadının gücü sadece bir gün değil her dakika hatırlansın.