Değerli okurlar; Geçtiğimiz yıl başlayan ve halen devam etmekte olan salgın sürecinde, birçoğumuzu ekonomik sıkıntı ve gelecek korkusu sardı.

Yaşadıklarımız bize yıllardır az da olsa yaptığımız tasarrufun önemini gözler önüne serdi. Büyüklerimiz "Yavrum harca harca ama az da olsa kenara at" derlerdi. Geçmişte yatırım ve tasarruf için en yaygın ve güvenli liman olarak bilinen araç “ALTIN”dı. Herkes bu limana sığınırdı ve bunu da "Kargadan başka kuş tanımam" diyerek pekiştirirlerdi. Gündelik hayatta ve ticarette para denince akla ilk gelen madeni para ile kâğıt para veya banknottu. Bir de para yerine kullanılabilen çek, senet, itibar-veresiye gibi temsili paralar kullanılmaktaydı.

Ticarette ve gündelik hayatta para taşımanın getirdiği riskler ve ödeme kolaylığı arayışları neticesinde banka/kredi kartı veya plastik para denilen yepyeni bir ödeme aracımız oldu. Tabi teknoloji ilerledi güvenlik, rahatlık, teknolojik gelişmeler gibi sebeplerle “sanal para” kavramı ile karşılaştık. Sanal para aslında bizzat paranın kendisi olup tedavülünü kolaylaştıran bir para çeşidi. Banka hesabınıza veya benzer bir finansman kuruluşundaki hesabınıza para yatırdıktan sonra işler kolaylaşıyor.

Artık kapı kapı dolaşıp ödeme yapmak yerine oturduğunuz yerden birkaç dakikada tüm faturalarınızı, kiranızı, borcunuzu hatta hayır hasenatınızı bile ödeyebilirsiniz. Tüm bu para çeşitleri anlaşılabilir türden. Yani aklımız bunlara yetiyor. Parayı temsil ve tedavül eden araçların çeşitliliğini çok çabuk kavrayıp, hemen alışabiliriz.

Ama öyle bir para çeşidi var ki, üzerinden 10 yılı aşkın bir zaman geçmesine rağmen hala ne olduğu tam anlaşılamayan yepyeni bir para. Son 5 yıldır adını sık sık duyuyoruz. Ekonomi kanallarında, gazetelerin ekonomi sayfalarında, muhtelif sosyal medya mecralarındaki ekonomi videolarında, portföy danışmanlıklarında, forex sitelerinde vb. ekonomi yayımlarında yerini almış bir paradan bahsediyorum. Bu yepyeni paranın adı dijital para.

Peki ama dijital para nedir? İnanın bu sorunun herkesçe kabul edilmiş ve kolayca anlatılabilen bir tanımı yok. Çünkü bu yeni para türü bilinen klasik parayı temsil veya tedavül etmiyor. Tıpkı altın, gümüş veya döviz gibi parayla alınıp satılan bir yatırım aracı gibi duruyor. Bu bakımdan dijital paraya “para” demek ne kadar doğru? Bu soruya cevap vermek kolay değil. Çünkü dijital para birim sayısı baş döndürücü bir hızla artıyor.

Teknolojik altyapı maliyetleri dışında başka hiçbir maliyeti ve karşılığı olmayan dijital para yeterli teknolojiye sahip herkes tarafından üretilebilir. Darphanesi, özel kâğıdı ve özel mürekkebi olan bir merkez bankasının para basması ne ise, dijital para için gerekli teknolojiye sahip kimselerin dijital para üretmesi de aynı şey. Bu bakımdan ele alınca da dijital para, paranın farklı bir türü oluyor.

Yani dijital para altın döviz vs. gibi bir yatırım aracı mı yoksa klasik paranın yeni ve farklı bir türü mü? Bu soru henüz cevabını bulabilmiş değil. Nispeten çok yeni olması nedeniyle iktisatçılar da henüz bilimsel bir teori üretebilmiş değil. Yeni yeni bilimsel ve ekonomik dergilerde dijital para makalelerine rastlıyoruz.

Bir de dijital parayı anlamak için tek başına iktisatçı veya ekonomist olmak yetmez. Aynı zamanda bilişim ve teknolojiden az çok anlamak gerekir. Tüm bunların ötesinde dijital paraya olan merak sanıldığı gibi ne iktisat bilimine katkı sağlamak ne ekonominin bu yeni parası hakkında kavramsal analiz yapmak ne de bilişimin geldiği noktayı tahlil etmek.

Dijital paraya duyulan merakın kahir ekseriyeti kolay yoldan ve düşük bir yatırımla zengin olabilme umudu. Düşünsenize 2010 yılında 0,06 centten 100 adet BTC sadece 6 USD idi. Bugün o 100 BTC yaklaşık 3.000.000,00 USD ediyor. Servete bakın! “11 yıl bekleyemem mi?” diyorsunuz. Bu yazıyı yazdığım günün sabahında BTC yaklaşık 49.000,00 USD idi. 20 saat sonra yaklaşık 54.000,00 USD civarlarında.

Yani dün 1 BTC alıp bugün satsaydınız, şimdi 5.000,00 USD kazancınız olabilirdi. Bazen tersine büyük kayıplar da yaşanıyor. Mesela 2017 yılının başlarında yaklaşık 19.000,00 USD olan BTC 5-6 ay içerisinde 4.000,00 USD’na kadar geriledi. Yani 2017 yılının başında 19.000,00 USD verip 1 BTC alsaydınız 2017 yılı Haziran veya Temmuz’unda 4.000,00 USD’na satmış olsaydınız 15.000,00 USD zararınız olacaktı.

Büyük kayıp! Örnekler çoğaltılabilir. Sonuç olarak aniden çok kazanıp, aniden yüksek kayıp yaşayabilirsiniz. Bugün Çabuk zengin olma, istediğimiz ev, araba ve eşyalara hemen sahip olma arzusundan mıdır bilinmez çağımızın bize sunduğu imkanlardan zarar edeceğimizi aklımızın ucundan bile geçirmeden, kazanç sağlamak istiyoruz. Bu isteğimiz bizi dijital para limanına sürüklüyor.

Çoğumuzun hala hakkında pek az bilgi sahibi olduğumuz dijital para, anlık yükselişleri ile bizleri cezbediyor. Özellikle pandemi sürecinde halkımızın dijital paraya olan ilgisi arttı. Dünyada bazı ülkelerin geçiş yaptığı ve gelecekte birçok ülkede kâğıt ve madeni para yerine geçebileceği tahmin edilen dijital para şimdiden hayatımızda yerini almaya başladı.

Bu yeni yatırım aracındaki veya paranın bu yeni türündeki anlık değişimleri ve iniş-çıkış yönlü ani hareketleri büyük bir riski de beraberinde getiriyor. Çevremde birçok kişi günlük sevinç ve hüzün yaşıyor. Nereye varır bilemem ama bu durum ilerleyen günlerde gelişerek devam edecek gibi görünüyor. Faturalarımızı, kiralarımızı, vergilerimizi hatta birbirimizden aldığımız borçları bile, internet üzerinden gerçekleştirdiğimizi düşündüğümüzde bu günlerin hiçte uzak olmadığı aşikardır. Yani "Kargadan Zümrüdüanka’ya" ulaştık mı? Hep birlikte göreceğiz.

Bu arada hep bunu yazmak istemişimdir. "KESİNLİKLE YATIRIM TAVSİYESİ DEĞİLDİR!!!"