Dün, En Büyük Şansı Yol Gösterici Bir Babaya Sahip Olması…

Bugünse, Onun İzinden Giden İki Evlat

Hayal ettiği kişi olmayı başarmış biri Necip Fazıl.

“Başarı merdivenlerini tırmanırken şanslıydım; ama şans önüme geldiğinde donanımlı olmasaydım başaramazdım… “ diyor, yaptığı işin bütün püf noktalarını öğrenmiş olmanın haklı gururuyla.

Çekirdekten yetişmek hep avantajım oldu; onun için oğullarımı da babamın bana öğrettiği gibi yetiştiriyorum…

Necip Fazıl Şahin kim?

1968 yılı Eskişehir doğumluyum. 

60 yıllık mobilya firmamızda ikinci kuşak yöneticiyim. Evliyim ve 2 oğlum var.

“There is always room at the top.” 

Zirvede her zaman yer vardır. Yeter ki hazır ol…

Mesleğinizde çekirdekten mi yetiştiniz. Küçük yaşta işe başlamış olmak “iş yaşamındaki başarıda” ne kadar etkilidir? O dönemdeki duygularınızı, alabilir miyim?

Babam akıllı bir adamdı. Bizim, okul döneminde, çıkıştan sonra yarım gün, hafta sonları ve yaz tatillerinde tam gün iş yerine gelmemizi isterdi. Orada da işlere yardım etmemize izin verirdi.

Ben de babamın dediklerini dinliyor, uyguluyordum. Hatta çok sıkı çalıştım diyebilirim. 

Ben, çekirdekten yetiştim. Tabii ki işe erken yaşta başlamanın çok faydası var. Tecrübeyi erken edindiğiniz için her zaman diğerlerinden bir adım önde oluyorsunuz. Bu nedenle, erken yaşta meslek öğrenme konusunu önemsiyorum; çünkü başarıya etkisi çok büyük.

Küçük yaşta olmama rağmen o yıllarda bile kendimi hep satış yapmaya adamıştım. 

Hiç unutmam ağabeyim 15 yaşında, ben 12 yaşımdaydı, birlikte İstanbul’a gittik, çocuk aklımızla İstanbul’daki müşterilerimizi ziyaret ettik ve neredeyse tamamından sipariş aldık. 

Babam, henüz çocuk denilecek yaştayken müşterilerle görüşmek amacıyla bizi İstanbul’a gönderiyormuş meğer. O yıllarda anlayamıyordum; ama sonraki yıllarda bunun yararını gördüm. O zaman yaptığım görüşmeler özgüvenimi arttırdı.

Liseyi bitirdiğimde iyi bir mobilyacı olduğumu biliyor ve bunu herkese kanıtlamak istiyordum. Mesleğe başlayıp sorumluluk almak için can atıyordum.

Türkiye’nin dört bir yanına hizmet veriyorduk, halen de aynı hizmete devam ediyoruz. 

Meslek hayatıma başlayalı yıllar oldu, aradan geçen yıllar içimdeki isteği azaltamadı; çünkü ben ilk günkü heyecanı hala taşıyorum.

Mevcut iş ve iş anlayışıyla yetinmeyen; belirsizlik ortamında risk üstlenerek yeni fırsatlar peşinde koşan kişiye “girişimci” diyoruz. Peki, herkes girişimci olabilir mi? 

Girişimciliğin herkesin yapabileceği bir şey olmadığını düşünüyorum çünkü içinde bulunduğumuz ekonomik şartlarda risk almak gerçekten kolay değil. Artık günün günü tutmadığı bir durumdayız maalesef. Ancak risk olmadan getiri de olmadığını herkes gayet iyi bilir. Bu nedenle ben dönem şartları değerlendirir ve risk alırım. 

Girişimcilik doğuştan gelen bir şey midir? Yoksa sonradan öğrenilebilir mi?

Girişimciliğin doğuştan gelen bir şey olduğunu düşünmüyorum. Sadece başarılı bir girişimci olmanın eskisine göre daha zor olduğunu düşünüyorum.

Napolyon, savaşı kazanmak için 3 şey gerekli diyor ve sayıyor: para para para… 

Sakıp Sabancı, başarılı olmak için 3 şey gerekli diyor ve sayıyor: çalışmak, çalışmak, çalışmak… Size göre, başarı için 3 şey nedir, diye sorsam ne derdiniz?

Benim nazarımda başarının 3 anahtarı 

  • İşini sevmek, 
  •  Çok çalışmak,
  • Eleştirilere açık olmak…

İş yaşamınızda iyi ki bu meslekteyim dediğiniz anlar oldu mu?

Uzun yıllardır ticaretin içinde olduğum için ne kadar istemesem de farklı sektörlerde ticaret yapan bazı dostlarımın ekonomik dalgalanmalardan bize oranla daha fazla etkilendiğini gördüm. Çınar olarak nitelendirilebilecek büyük firmaların maalesef kapanma noktasına geldiğine şahit oldum. Bu yönden sektörümüzün ekonomik dalgalanmalardan etkilenme durumunun tüm sektörler nazarında bakıldığında orta olarak nitelendirilebilecek bölgede yer alması iyi ki dedirtti.

İşinizle ilgili sorunlar çıkıyordur, mutlaka; sorunları nasıl çözüyorsunuz?

İşlerimiz ile alakalı tabii ki zaman zaman sorunlar çıkıyor. Fakat ben soğukkanlılığımı koruyarak ve empati yaparak sorunlara yaklaşıyorum. Bu şekilde de rahatlıkla üstesinden geldiğimi söyleyebilirim.

Başarılı her erkeğin arkasında onu destekleyen bir kadın vardır derler, doğru mudur?

Evet doğrudur. Eşim uzun yıllardır bana hep destek olmuştur. İş hayatının zorlukları sebebiyle çoğu zaman geç saatlere kadar çalışıp eve yorgun argın gelmeme rağmen.

“Fazıl Beyin başarısının ardında eşi Neslihan Hanımın payının büyük olduğunu düşünüyorum.  Neden mi? Anlatayım uzun uzun… Biliyorsunuz severim çalışkan, özverili, sevgi dolu kadınları.

Fazıl Beyden, Neslihan Hanımın telefon numarasını rica ettim, fotoğraf çekimi için kendisinden izin almak istediğimi belirterek.  Aradım, telefonun diğer tarafında ”elbette“ diyen sevgi dolu bir ses.

Ertesi gün ma aile hazırdılar buluşacağımız mekânda. Gerçekten telefonda duyduğum sevgi dolu ses karşıladı bizi gülen yüzüyle…

Fotoğraf çekimi sırasında nasıl hayran bakıyordu kocasına ve çocuklarına. O bakışlarda sevgi vardı, gurur vardı…

 İşte dedim, gerçekten Fazıl Beyin başarısına başarı katmış bir eş, anne var karşımda. Ayrılırken ben de Neslihan Hanıma, onun sevgi dolu yüreğine hayran;  baktım, baktım…”

Gençlere iş ahlakı konusunda neler söylemek istersiniz?

Maalesef son dönemlerde özellikle gençlerin kısa sürede bir servet elde etmek adına iş ahlakına sığmadığını düşündüğüm davranışlarına şahit oluyorum. 

Gençlerin şunu iyice anlaması gerektiğini düşünüyorum: “Kısa yoldan zengin olmak, diye bir şey yoktur.”

 Bir hayalin peşinde koşup boşa zamanlarını öldüreceklerine kendilerine en yakın alanı seçip bu alanda emek vererek kendilerini geliştirirlerse zaten başarı ve zenginlik kendiliğinden gelecektir.

İş yaşamında kıyafet önemli midir? Bu konuda gençlerimize neler söylemek istiyorsunuz?

Kıyafetin iş yaşamında kritik rol oynadığını, kısaca çok önemli olduğunu düşünüyorum. 

Giydikleriniz sizin hakkınızda insanlara bir ipucu verecektir.

 Kıyafet konusu ile alakalı bir genelleme yapılamaz, nitekim bu durum sektörden sektöre farklılık gösterecektir.  

Bence asıl önemli olan, her daim temiz giyinmek ve gideceğiniz yere göre kıyafet seçebilmektir. 

İki oğlunuz var Allah bağışlasın, ikisi de yanınızda, iş yaşamınızı özel yaşamınızla nasıl ayırabiliyorsunuz? Babalık mı patronluk mu ön planda, neden?

“Çocuklarımı eleştirmek yerine, onlara başarı nasıl katkı sağlayabilirim?” diye kafa yorar ve ona göre adım atarım.

Oğullarım da aynı benim gibi küçük yaşlardan beri benim yanıma yardıma gelirler. Yani bir nevi işin içinde büyüdüler. 

Liseden sonra üniversitede okudukları için ister istemez tamamen burada olamadılar.

 Son bir yıldır ikisi de yanımda. İş yerinde babalıktan ziyade patronluk ön planda… Bunun nedeni onlara işi tamamen öğretmek istiyor oluşum. 

Zamanı gelince işi onlara devredip babalığı ön plana çıkarmayı amaçlıyorum.

“Keşke”leriniz?

Hayatımda keşkelere yer vermeyi sevmem. “Olan olmuştur.” der, hayatıma devam ederim; çünkü bilirim ki geçmişte olanı değiştirmek gibi bir şansım yok. Bu nedenle bu gibi olaylara takılıp vakit kaybetmek istemem.

“İyi” kileriniz nelerdir?

İyi ki ve çok şükür, böyle bir işim, ailem ve dostlarım var.

Sadece iş midir bütün yaşamınız, hayatınızı süsleyen anlamlar da var mı? 

Hayatta her şeyin para ve işten ibaret olmadığını düşünüyorum.

Sosyal olmak ve sivil toplum kuruluşlarında yer almak da benim için her zaman önemli olmuştur. 

Çocuk denecek yaşta iş yaşamına başladım ve çok sıkı çalıştım. Sadece işe yoğunlaşmak sıkıcı bir durum. O nedenle hayatıma ekstra aktiviteler kattım. Kişisel gelişimim için çalıştım, sosyal sorumluluk projelerine dâhil oldum. Bu sayede konsantrasyonumu farklı alanlara kaydırabildim. Başarılı olmamda bunun da payı olduğunu düşünüyorum.

Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’nü destekleyen “Huzur Sevenler ve Destekleyenler Derneği”nde 20 yıldır üye, son 6 yıldır başkanlık yapıyorum. 

 Derneğimizin hizmet amacı tabiri caizse her şeyi devletten beklemek yerine biraz da kendimiz elimizi taşın altına koyarak, bu ağır yüke bir nebze de olsa ortak olmak ve emniyet güçlerimizin daha etkin ve aktif çalışması için gerekli ihtiyaçlarına katkıda bulunmaktır.

 People who invest in the future are realists. Geleceğe yatırım yapan insanlar, gerçekçi insanlardır

Bir koltukta iki karpuz taşıyorsunuz; ikinci karpuzdan, yani diğer işinizden söz edebilir miyiz?

2013’ te inşaat sektörünün çok hareketli olduğu dönemlerde inşaat sektörüne giriş yaptım. 

Bu sektörde iyi bir lokasyonda inşaat yapar, kaliteyi yüksek tutar ve müşteri memnuniyetini ön plana alırsanız sektörde iyi bir yere gelmeniz zaten kaçınılmazdır. 

Biz de bu ilkeleri benimseyerek mobilyaya ilaveten inşaat sektöründe de faaliyetlerimize devam ediyoruz, diye sohbete noktayı koydu Necip Fazıl Şahin…

“Sohbetin ardından kahvelerimiz geldi bol köpüklü. Fazıl Bey, bir albüm çıkardı, sayfaları sararmış. 

Şimdiki mobilya mağazasının açılış davetiyesi ilk sayfadaydı.

12 Mart 1984 yazıyordu davetiyenin üzerinde… Fazıl Bey işte dedi, kurdeleyi kesen babam, ben de ona benziyorum değil mi?

Biraz hüzün, biraz gurur böyle devam etti sohbet. 

Baba ve oğullardan oluşan örnek üçlüyle buluşmak, hikâyelerini dinlemek ruhuma iyi geldi; umarım size de iyi gelir.