Resme tutkun bir kadın NİLCAN BUYAN 
Kocaman bir yürek var, yaptığı her resimde… 
Resimleri, başkalarının hayatlarına dokunduğu için bu kadar anlamlı ve derin…
O,hep iyiye inandı, iyiliğe, güzelliğe.
İyiliğin koruyuculuğuna…
Pek çok iyilik projesinde yer alan rol model, örnek kadın NİLCAN BUYAN. 


 “Başkalarının hayatına dokunabilmek, dünyanın en müthiş duygusu… Mutlu, heyecanlı ve gururluyum!”  diyor gözleri ışıl ışıl…
 Kadının olduğu her yerde hem başarı, hem estetik hem de sabır var. Göstermelik olmayan her çaba başarıya ulaşıyor sonunda…
 Ayakta alkışlıyorum kendisini. 


Nilcan BUYAN kim, tanıyalım?


Asker bir ailenin üçüncü kızıyım.
Dolayısıyla disiplinli ama sevgi dolu bir ortamda büyüdüm. Bu da hayatımın her noktasında benim insanlarla sıcak, samimi bir o kadar da saygılı ilişkiler kurmamı sağladı. 
Çocukluğum babamın tayinleri nedeniyle, Türkiye’nin bir ucundan diğer ucunu dolaşarak geçti. Orta, lise ve üniversite yıllarımsa İzmir’de…
Kısaca ben, tam bir İzmirliyim. 
Evlenip Eskişehir’e geleli 35 yıl oldu. Artık biraz İzmirli biraz da Eskişehirliyim.
Topluma yararlı olabilmek adına birçok STK’ da aktif üye olarak görev alıyorum. 
Tek başıma yapacağım yardımın doğru yere ulaşacağından emin olamam, bu nedenle derneklerin içinde yer alıyorum. 
İyilik yapmayı bütün içtenliğinizle istiyorsanız, birlikte üzerinde çalışıp fikir üretecek çok şey bulabiliyorsunuz birlikte. Kafa kafaya verince pek çok proje çıkıyor ortaya ve bundan da pek çok insan faydalanıyor. Bu uygulamaya yıllar önce başladık, halen devam ediyor çalışmalarımız derneklerde, kulüplerde.
Halen devam ediyor sergileri Nilcan Buyan ‘ın, bu dönemi de fırsat olarak belledi ve daha çok daha çok iyilik resimleri yaptı, yapmaya devam ediyor.
 “Pandemi döneminde sanal ortamda düzenledikleri Nilcan Buyan’ın resim sergisinden elde edilen gelirle 10 adet tablet alındı ve ihtiyacı olan öğrencilere ulaştırıldı.” 


Hangi fikir sizi tetikledi ve siz resme yöneldiniz?


Ekonomi mezunuyum; ama güzel sanatlara olan ilgim beni resim yapmaya yönlendirdi.
Resim yapmaya ablalarıma özenerek, hatta onları taklit ederek başladım. Her iki ablam da oldukça yetenekli ve resme gönül vermiş kişiler. Ortak sohbetlerimizde resim çok yer kaplıyor.
 Birbirimize destek oluyor, motive ediyor ve yapıcı eleştirilerde bulunuyoruz. Ailede ortak bir zevki paylaşmak çok hoş…
Hani bir soru yönelttiniz de geçiştirivermiştim ya, şimdi konuşmak istiyorum. Yaramı deşmek, açıklamak ve rahatlamak…


İşte o soru: “Keşkeleriniz var mı?” …


Evet, keşkelerim var benim de herkes gibi; ama onlar şimdi söyleyeceğimin yanında keşke falan sayılmaz.
En büyük keşkem :“Güzel Sanatlar Üniversitesi”nde okumamış olmak. O zaman bu kadar geç başlamazdım resme… Resim yapmayı öğrenmek için zaman kaybetmezdim. Öyle bir durumda daha çok tablom olurdu ve daha çok kişiye ulaşabilirdim. 
Hiçbir şey için geç değil, felsefesinden yola çıkarak bugüne geldim. 
“Resim çizerken kalemim; boyarken de fırçalarım adeta dans ediyor tuvalin üzerinde.”diyor mutlulukla.
Zerafetinin altında kocaman bir yürek taşıyan, 
Keşkelerinde bile daha fazla iyilik yapma düşüncesi taşıyan,
Güçlü ve örnek bir kadın Nilcan BUYAN

“Başarılı bir kadın, gerçek bir ilişkinin değerini bilir. Lider pozisyondaki kadınların eşleri de onları destekler. Mutsuz bir evlilik ise onlara göre değildir.”diyor psikologlar doğru mudur sizce?


Kendi adıma çok şanslıyım. Eşim beni hep heveslendirdi ve destek oldu. Onun sanatsal bilgisine ve bakış açısına sık sık başvurduğum oluyor.
Evet, mutlu ve huzurlu bir yuva, kişileri, başarıya giden yolda 1-0 önde başlatıyor. Gerisi çok çalışmaya, azme ve biraz da şansa kalıyor.
Sağ olsun eşim ilk günden itibaren resim konusundaki heyecanıma sonuna kadar ortak olup, bana hep destek verdi. Eşimin desteği de heyecanımın hep taze kalmasını sağladı.

 Kızlar anneleriyle geçinemez algısı vardır halk arasında, bu düşünce doğrultusunda kızınızla aranızda kıskançlık var mıdır?


Bence de kızlar babalarıyla daha güzel diyalog kurabiliyor.
Benim de zaman zaman kızımla babası arasındaki ilişkiyi kıskandığım olmuştur. Ama kızım anne olduktan sonra diyaloglarımız farklılaştı. Zaman ve yaş çok önemli.
 Galiba ikimiz de büyüdük. O anne, ben anneanne oldum ve kızım bana en güzel hediyeyi verdi.
 Büyük mutluluk, ama o duyguyu anlatmak çok zor, şairin dediği gibi: “Duyuyorum; ama anlatamıyorum.”


Eş, anne, anneanne, ressam, sivil toplumcu… “Pek çok Nilcan BUYAN var. Kısaca tanıtır mısınız, siz en çok hangi Nilcan ‘ı seviyorsunuz? 


Bu soruya cevap vermek çok zor. Belki de bu saydıklarınızdan biri olmasa Nilcan olmazdı. 
Kendi adıma söylüyorum, “Nilcan”ların hepsini ayrı ayrı sevdim.
 Yaşasın kadın gücü… Yaşasın kadın enerjisi…

 Güler yüzünüz, ses tonunuzdaki neşe insanı mutluluğa davet ediyor, nasıl başarıyorsunuz pozitif olmayı? 


Biraz yaradılış galiba… Hayata ne kadar pozitif bakarsanız, o denli güzel yaşayacağınıza inananlardanım.
Örneğin bir resme, bu resim çok güzel olacak diye başlarsanız gerçekten de beklediğiniz sonucu alarak bir o kadar kolay bitiriyorsunuz. Çok denedim. 

Gelelim resme, ne zaman başladınız? Kaç sergi oldu, başladığınızdan bu yana?


 Lise yıllarından bu yana güzel sanatların bazı dallarıyla uğraştım. 
Başta resim, sonra seramik, biraz vitray, biraz da kumaş boyası…
Ve yağlı boya resme karar vererek son 20 yıldır, resme yoğunlaştım.
Bugüne dek 5 kişisel sergi ve ikisi ablalarımla ortak olmak üzere 5 karma sergim oldu.

İzninizle resimlerinize “İYİLİK RESİMLERİ” adını vermek istiyorum. İyilik sergilerinizden söz eder misiniz?

Resim yaparken mutlu olduğum gibi, başkalarını da mutlu etmek istedim açıkçası. Resim sergilerimin gelirleriyle topluma hizmet etmeyi amaçladım. 
İlk sergimin geliriyle Güneydoğu Anadolu Bölgemizde 400 kişilik okuma yazma kursu açtık. 
Bir okula kütüphane açtık. 
Eskişehir’e ”barış” temalı bir heykel kazandırdık. 
Mehmetçik Vakfına bağış yaptık. 
Eskişehir Sazova semtinde bir okula çocuk parkı ve engelli rampası yaptırdık. Bodrum’da katıldığım bir karma serginin geliriyle ÇYDD’ye bağışta bulunduk.
Ve son olarak bu yıl pandemi nedeniyle sanal olarak gerçekleştirebildiğimiz serginin geliriyle I.W Klübümün çatısı altında 10 çocuğumuza tablet hediye ettik ve pandemiden etkilenen ailelere destek olduk.
Ayrıca Anadolu Rotary Klübümüzün Çocuk Felci Aşısı (Polio) kampanyasına yüklüce bir destek verdik.   


 İlk serginizin geliriyle Güneydoğu Anadolu Bölgemizde 400 kişilik okuma yazma kursu açtınız. Ne hissettiniz?


Gurur duydum kendimle, gözlerim doldu,                                                                                                                                                
İyi niyetle, sevgiyle dönecek bir dünyaya ne kadar çok ihtiyacımız varmış, onu anladım. 
Diğeri ise Kabala’dan bir söz: "Başka bir varlık için iyilik yaptığınız güne kadar yaşamış sayılmazsınız."
 Azı çoğu yok, illa para da değil, yeter ki biz yardım etmeyi isteyelim. Belki birilerinin sabahının doğan güneşi oluruz, belki birilerinin gülme, öğrenme, mutlu olma sebebi oluruz. 
8 Martta toplantımıza katılamadınız ama çok güzel bir mesaj gönderdiniz. Burada sunmak istiyorum izninizle…
“Her sene bütün dünyada 8 Mart tarihinde “Dünya Kadınlar Günü “ olarak anılan gün, aslında “Dünya Emekçi Kadınlar” günüdür. 
Kadın emeğimin değerinin ön plana çıkarılması açısından bir bakıma kutlama gerektirir ama eğer, 8 Mart 1857’de Amerika’nın New York eyaleti’nde çalışma koşullarının iyileştirilmesi için greve giden 40.000 kadından 129’unun çıkan yangında can verdiğini düşünürsek, bu günün hüzünlü bir anma olduğunun da bilincine varırız.
Kadına yönelik cinsel ve fiziksel şiddetin yalnız ülkemizde değil, bütün dünyada da artma eğilimi, bu konuda yapılacak her türlü çalışmanın değerini ortaya koyar. 
Hızlı sosyal değişimler, 
Ekonomik eşitsizlikler,
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği,
Bu eşitsizliği körükleyen politikalar,
Yoksulluk ve de, 
Şiddeti destekleyen kültürel normlar, kadına yönelik şiddeti körüklediği için, kadın haklarının korunabilmesi, hem ülkemizde hem de dünyada ciddi ve bilinçli çalışmalar gerektirir.
Hepimize düşen görev, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün tüm kadınlar için gerçek bir bayram olarak kutlanabilmesidir.
Bu bilincin ayırdında olan, olabilen ve de olmasını dilediğimiz bütün kadınları yürekten kutluyorum.
                       Ressam Nilcan Buyan


Siz yaşamı dopdolu bir kadınsınız, son olarak okurlarınıza, özellikle genç kızlarımıza, anne babalara ne söylemek isterdiniz?


İnsanın hayata sarılabilmesi adına mutlaka bir hobisi olması… Hele ki bu hobiyi toplumsal hizmetler adına değerlendirebilirseniz çok keyif alıyorsunuz.
Yeni nesil anne ve babalar, çocuklarının becerilerini keşfetmekte ve onları yönlendirmekte bizlerden daha başarılı…
Mutlu olabilmek için mutlaka bir hobiniz olmalı ve hobinizi paylaşabileceğiniz dostları biriktirebilmelisiniz. Bu sanat, spor ya da farklı bir uğraş olabilir.
“Farkındalığınızın değer bulduğu başarılı, mutlu bir yaşam diliyorum.” Diye bitirdi sözlerini.
Ondan ayrılırken benim de içime sıcak, sıcacık bir umut doğdu.
”Biz kadınlar dedim, çok güçlüyüz, hem de çok…
 Her şeyi başarabiliriz. Yeter ki isteyelim!

Hayallerinin peşinde koşan örnek ve güçlü bir kadın Nilcan BUYAN  . 
Tutkularıyla, 
Çalışkanlığıyla, 
Hayalleriyle, 
Sınırsız azmiyle örnek bir kadın…

Yaşam, istediklerini vermeye devam etsin, güçlü ve örnek kadın NİLCAN BUYAN…