Eskişehir'in en önemli Hattatlarından Özdemir Şenova, Hüsn-i Hat ve Kaligrafi Sanatı'nın önde gelen isimleri arasında yer alıyor. Birbirinden değerli sergileri ve eserleriyle 37 yıldır güzel yazı sanatına devam ediyor. 


Hüsn-i Hat; estetik ve geometrik kurallara bağlı kalarak, güzel yazı yazma sanatıdır. Şehrimizin önde gelen hattatlarından Özdemir Şenova yazdığı yazılarla binlerce gönlü fethediyor ve harfleri güzelleştiriyor. Şenova 37 yıldır emek verdiği mesleğini bizlerle paylaştı.


Bana yazıyı sevdiren dayımdır. Çok küçük yaşlarda kamışla Türkçe yazılar yazmaya başladım. 12 yaşımda bende bir aşk oluştu. Hep yazı yazmak istiyordum. Kendimi devamlı geliştirmeye çalıştım. Gençlik yıllarımda afişler ve billboardlar yazdım. O yıllardan itibaren çok değerli üstatlardan onay aldım. Onlarla istişare ettim, bana ilham verdiler ve destek oldular. 37 senedir bu sanatın içindeyim.


Hiçbir şey yoktu. Doğru düzgün kalem ve kâğıt bulamazdım. Gençlik yıllarımda Eskişehir’de hat sanatında kullandığım malzemeleri bulamazdım. Mecburen İstanbul’a gidiyorduk. Bir kamış kalem için bir kâğıt için yolumuz hemen İstanbul’a düşüyordu. Bu da tabi maddi anlamda epey masraf yapıyordu. Kağıtlar da çok pahalıydı. Kendi kağıdımızı kendimiz yapıyorduk.


Her yazdığımız bizim emeğimizdir. Kalemi tıraşladığımızda dökülen parçaları özel olarak saklıyoruz. Cenazemizin suyunun bunlarla ısıtılmasını istiyoruz.


Eskişehir’de öğrenmek isteyen çok kişi var. Satış anlamında ise inanın çok zayıf.  Biz genelde İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde satıyoruz. Yabancı turistler bu konuda daha çok ilgili. 15 kişisel sergi, 7 tane de karma sergi açtık. 2 sergimizi de Danimarka’da ve İsveç’te açtık. Oradaki ilgi muazzamdı. Çok ilgi gösterildi. Ayrıca inşallah İstanbul’da yakın bir zamanda sergi açacağız. 


Her yaştan öğrencim var. 12 yaşında da öğrencim var, 73 yaşında da öğrencim var. Fakat bilindiği üzere bu sanat meşakkatli ve sabır gerektiren bir süreç. Öğrencilerimizin en iyisini öğrenmesini istiyoruz.  Özdemir Şenova’dan eğitim almak çok zordur, çok uğraştırır. 


İnanın tam sayı veremiyorum, çok eser yazdım. Kendi tasarımım olarak 400-500’ü geçmişimdir. Mesela duayen hattat Etem Çalışkan ile birlikte tülbente yazı yazdık. Bu eserin ben de ayrı bir yeri var. Çok beğenildi.


Etem Çalışkan ile halen görüşürüz. 90 yaşında ama hala yazı yazıyor ve öğrenci de istiyor. Çok kıymetli hat ustalarımızdan biri. Bununla beraber Hamid Aytaç ile tanışmayı çok istedim ama fırsat olmadı. O da eserleriyle bana ilham verenlerden biridir.


Odunpazarı Belediyesi ve Odunpazarı Halk Eğitim’de ders veriyorum. Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde de derslerime devam ediyorum.


Akademisyen olan da var, Atölye açan da var. Tabi sabır gerektiren bir süreç emeğini hakkıyla verenler bu alanda ön plana çıkarlar.


Şu an gayet iyi ancak çoğu öğrenci kurslar bitmeden bırakıyor ve geriye çok az kişi kalıyor. Neden? Çünkü sabır yok. Elbette yetişen bir nesil var ancak özellikle gençler kısa sürede bu işte pişmek istiyor. Maalesef bu pişme aşaması çok kolay olmuyor. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Cebine her kalem atan kendini hat ustası zannediyor o yüzden etrafta berbat yazılar var. Bu işte ben oldum demek için 10 sene bile az, devamlı kendini geliştireceksin ve kalemine gereken saygıyı göstereceksin


Önce yazıyı çok sevecekler, çalışmaktan asla pes etmeyecekler ve en önemlisi de sabredecekler. Bu üç nokta hayatlarının temeli olmalı.