İngiltere’de büyük gösteriler sahneye koyan bir sirk, uluslararası bir turnesindeyken sirk müdürünün telefonu çalar.  Telefondaki ses gayet akıcı bir İngilizce ile “beyefendi bendeniz sizin sirkinizde çalışmak istiyorum. Gitar çalıp şarkı söyleyebilirim. Bisiklete biner, ip atlayabilirim, hatta replik ezberleyip tiyatro bile yapabilirim” gibi sirk müdürünün ilgisini çekmeyen yeteneklerden bahseder.

Sirk müdürü: Beyefendi, sıradan yeteneklerle bizim sirkimizde çalışabileceğinizi mi sanıyorsunuz?

Telefondaki ses: Ama ben bir köpeğim… 

Meşhur gazetecilik kuralıdır: Köpek bir insanı ısırdığında haber değeri yoktur. Ama bir adam köpeği ısırırsa haber değeri olur. Bu nedenle olsa gerek köpeklerin ısırdığı veya yaraladığı çocuklar dahi haber olmaz. Zira bu kurala göre haber değeri yoktur.

Köpeklere sahip çıkmak ülkemizde bir çağdaşlık göstergesidir. Mesela evinde koyun besleyene müsamaha gösterilmez ama köpek beslemek modern biri olduğunuza işaret eder. Yani çağdaş insan köpek sever. Köpeklerin bazen mahalle sakinlerine saldırması, bazılarını yaralaması sıradan bir olaydır. Eğer her gün köpek saldırılarından yaralanan insanlar haber olursa köpeklere karşı toplumun olumsuz bir tutum geliştirmesi kaçınılmaz olur ki bu köpek severlikle doğal olarak çağdaşlıkla çelişir.

Son zamanlarda sanatçı etiketli bir “şey”in yaşlı bir adama saldırmasını bu çerçevede değerlendirmekte fayda var. Neticede gitar çalabilen, şarkı bile söyleyebilen biri. Bu “şey”in kendini koruyamayan yaşlı birine vurması, (ısırabilirdi de) sövmesi (hırlaması da diyebiliriz) neden haber oldu ki? Eğer siz o gitar çalabilen ve şarkı söyleyebilen -muhtemelen bisiklete de binebiliyordur- “şey”i gıcık ederseniz ne yapmasını bekliyorsunuz? O “şey”e neden bulaşırsın ki, bırak kendi halinde isyan etsin hayata… O “şey”i hem kudurtacak kelimeleri söyleyeceksin hem de o “şey” saldırdı diye sızlanacaksın… Bir insana yakışıyor mu? 

Evet bu “şey”e bulaşmak hata ama bu “şey”e sahip çıkan sanatçı, siyasetçi ve entelektüeller var. 

Bunlara ne diyeceğiz?

Aslında onlar çağdaş olduklarını göstermek istiyorlar o kadar. Art niyet aramamak lâzım.

Modern dünyada sokaklar artık yaşlılar ve çocuklara göre değil, köpekler rahatsız oluyor çünkü… 

Köpekleri geziye çıkarmak, işeyecekleri ağaçları korumak çağdaşlığın, pek kudurmuş köpeklerin ormanları yakmasına, çocukları öldürmesine duyarsız kalmak ise liberalliğin göstergesi…

Taşların bağlanıp köpeklerin salındığı bir ülkede mi yaşıyoruz gerçekten, yoksa pek kudurmuş köpeklerle uğraşmaktan geziye çıkmış tasmasız köpekler için barınaklarda yer mi kalmadı?

Yoksa köpeklere pozitif ayrımcılık da bir çağdaşlık göstergesi mi? 

Üstelik gitar çalıp şarkı söyleyebilen köpekler milli servet sayılır. 

Kim bilir, belki de çoktan İngilizlerin sirkinde işe başlamıştır bile…