Gün geçmiyor ki basında her gün bir çocuk istismarı ve tacizi hakkında haber çıkmasın. Son 10 yılda 7 bin çocuğa tecavüz edilmiş. Onların adı Leyla, Münevver, Eylül, Özgecan ve daha bilmediğimizi üstü örtülen kapatılan binlerce mağdur.   Anne babalar korkuyla ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar ve hepimiz gittikçe artan bir güvensizlik ortamına sürükleniyoruz. Toplum olarak “Babana bile güvenme” gibi bir talihsiz deyimin sahibi olduk.  Peki çocuklarımızı taciz ve istismardan korumanın yolları nelerdir? Bu konudaki doğru ve yanlışlar nelerdir?

Yabancılar bu işi yapar / Yanlış

Çok üzücüdür ki istismar söz konusu olunca çocuklara sık sık “Yabancı amcalardan şeker, çikolata alma” tembihinde bulunur. Oysaki taciz ve suiistimal olaylarının çoğunluğunda aileye yakın olan, çocuğun en yakınındaki kişiler suç işliyor. Bu nedenle çocuğa “öteki” ya da “yabancı” kelimesi kullanarak insanların tehdit olacağını söylemek yerine kendi özel alanlarını tanımlayıp koruması öğretilmeli.

Kültürsüz kişiler yapar /Yanlış

Suç, genel olarak kültürsüz, eğitimsiz, sözüm ona görgüsüz, yoksul kesimler arasında yaygın olduğu düşünülür ve kişi kendini seçkin, eğitimli görüyorsa hem kendinin hem de çocuğunun korunma altında olduğunu düşünebilir. Ancak suçun çoğu kez eğitim yuva ve yurtlarında olduğunun da tanığı olarak bir kez daha burada durup düşünmekte yarar var. Suç ve cinsel suçu eğitimli kişiler de işlemektedir.  Suç; kişisel bir tercih ve yaşam biçimidir. Bu kişinin eğitimi değil eğilimleriyle alakalıdır. Bu nedenle eğitimli, zengin ya da herhangi bir ölçüyle “seçkin” sayılabilecek kişilerden de bu tehlikenin gelebileceği göz ardı edilmemelidir.

“Babana bile güvenme” /Yanlış

Her geçen gün güvensizlik duygusuna sürükleniyoruz. Toplum olarak “Babana bile güvenme” sözünü türetmiş ve bu konuda inanç oluşturmuş bir toplumuz. Oysaki çocuğa güvensizlik yerine kendini savunmayı öğretmeliyiz. Çocuğun kimin güvenilir kimin güvenilmez olduğuna dair, hangi hareketin güvenilir hangi hareketin şüpheli olduğuna dair fikrini, ön bilgisini ve sezgisini kuvvetlendirmek gerek. Ya değilse paranoyak bir toplum olup çıkacağız. Babamıza bile güvenemeyeceksek hayatın ucunu nerede yakalayacağız. Ancak şüpheli bir şey babamızdan bile gelse onunla baş edecek kuvvete ulaşmalıyız.

“Her zaman çocuğumu korumalıyım” / Yanlış

Anne babalar şüphesiz çocuklarını her şeyden her zaman korumak isterler. Ancak aşırı korunma çocuğu zayıf ve savunmasız bırakır. Bu nedenle çocuklara erken yaşlarda (uzmanlar 3 yaş diyor) yavaş yavaş ve kontrollü bir şekilde kendilerini, nelere ve kimlere karşı kendilerini nasıl koruyacakları, çocuğun yaşadığı şeyleri tanıması ve tanımlayabilmesi öğretilmelidir. Öğretirken panik ve korku değil güven hâkim olmalı ve gerekirse uzman desteği alınmalıdır.

Sessizlik /Yanlış

Taciz ya da istismar olduğunda çocuğa sessiz kalmamasını hatta bağırmasını öğretmek gerek. Bu konularda sessiz kalan yalnızca çocuklar değil anne babalar da bazen sessiz kalıyorlar ki bu da çocuğun hissettiği yarayı daha da derinleştiriyor. Çocuk bazen bu mesele karşısında sessiz durması konusunda hediye almış ya da baskı görmüş olabilir. Bu nedenle çocuğunuzun hem eşyalarını hem de ruhundaki ve davranışlarındaki değişiklikleri gözlemleyin. Durumu örtmeye çalışmayın ve yardım alın.

Sadece Kız Çocukları! /Yanlış

Bu işin sadece kız çocuklarına yapıldığı sanısı doğru değildir. Hatta erkek çocukların dünyanın pek çok yerinde 10-11 yaşlarında fuhuşa satıldığı gerçeğinden de yola çıkarsak kız çocukları kadar erkek çocukların da aynı tehlikeyle yüz yüze olduklarını söyleyebiliriz. Rakamlar her ne kadar kız çocuklarıyla ilgili istatistiklerde bir yoğunluk gösteriyorsa da erkek çocuklarla ilgili geleneksel anlayıştan ve utançtan kaynaklanan daha da fazla suskunluk olduğu biliniyor.

Park - bahçe tehlikeli yer /Yanlış

Çocukları korumak için genelde “yabancılarla, ıssız yerlere gitme” tembihinde bulunulur. Oysaki cinsel istismarın, çoğu kez çocuğun kendini güvende hissettiği ortamda gerçekleştirildiği biliniyor. Bu nedenle çocuğa yine başa dönerek söylemeliyiz ki “özel alan” ve “sınırları” öğretilmeli. Bu nedenle çocuğunuza aşırı müdahale ve koruma yerine; çocuğunuza ayık, uyanık ve pratik olmasını öğretin.

Tehlikeli yer; ne parklar… ne de bahçeler… Tehlikeli yer, sağduyusunu yitirmiş akıl, sevgisini, kaybetmiş bir kalp ve ölçüsünü kaybetmiş bir vicdandır.