2014 yılında neredeyse bir tarafımı yırtmıştım, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı için adayının Yılmaz Büyükerşen olması yönünde. CHP, o tarihte MHP ve Ekmelettin İhsanoğlu’nun peşine takılmış ve sonrasında yanlış bir karar aldığını anlamıştı…
Hatta benim ısrarla “Yılmaz Büyükerşen” dememe, rahmetli meslektaşım ve hocam Önder Baloğlu, “Büyükerşen’den kurtulmak için onu cumhurbaşkanı yapmak istiyorlar” demişti, ama espriydi tabii. Bir insan, kurtulmak istediği birisini, çok sevdiği vatanının başında ister mi hiç?
2018'de hiç, ama hiç kimsenin aklına gelmedi Büyükerşen ismi. Yereldeki gazete ve siyasetçilerden bazıları birkaç ortamda dillendirdi, ama dikkate alan olmadı. Sorun yaşıydı galiba ama hiç kimse, “Ülkeyi yönetemeyecek kadar yaşlı olduğunu düşündüğünüz bir kişiye, Eskişehir gibi büyük bir şehri nasıl emanet ediyorsunuz” sorusunu sormadı. Bu soru CHP yönetimine sorulsaydı, belki de Yılmaz Büyükerşen’in 80 yaşının üstünde olmasını umursamayacaklardı…
Neyse…
Yaşanan her iyi ya da kötü olaydan sonra olduğu gibi evlerden çıkamadığımız bugünlerde de “CHP’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı” için yarış yeniden kızıştı.
Aday aranıyor, ama hangi cumhurbaşkanı için?
Biliyorsunuz CHP, seçimi kazanırsa eski sisteme dönüleceğini vaat ediyor. Gerçi son aday Muharrem İnce, “Ülkeyi kurtarmak için 3 yıl yeni sisteme devam edeceğiz” dedi ve kimse, “Yeni sistem kötüyse neden 3 yıl devam ediliyor, yok eğer ülkeyi kurtaracak kadar iyiyse neden eski sisteme dönülüyor” demedi, ama ben CHP’nin eski sisteme dönmek istediğini kabul ediyor ve 6 yıl önceki iddiamı yineliyorum: Eski sistemdeki cumhurbaşkanlığı için CHP’nin en iyi adayı Yılmaz Büyükerşen’dir…
Neyse…
Bence CHP’lilerin, adaylık mevzusunda biraz da Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığından gelmiş olmasının kompleksi ile sürekli İstanbul ve Ankara’da belediye başkanı olan kişilere yönelmesi sonucunda, Mansur Yavaş, Ekrem İmamoğlu’ndan bir adım öne geçti şu günlerde…
İmamoğlu’nu, İstanbul için “pazarlayan” kitle, biraz da son 8 ayda yaşananlardan kaynaklı, Mansur Yavaş’ın Ankara’da, salgın konusunda neler yaptığına dikkat etmeye başladı…
Zaten yapılması gereken şeyleri de bir güzel yapıp duyuran Mansur Yavaş’ın aslında CHP’li olmadığını unutan CHP’li kitle; başladı, “Aman da Mansur başkan, yaman da Mansur başkan” demeye…
CHP’liler, şimdilerde ittifak yaptıkları İYİ Parti, HDP ve Saadet Partisi’nin, kendileri kimi belirlerse arkasından koşacağını düşünüyor, ama dün İYİ Partili milletvekili Aytun Çıray şöyle bir paylaşımda bulundu:
“Görevi gereği:
İhtiyaç sahiplerine yardım eden.
Koç ailesinin yaptığından farksız doktorlara kalacak yer veren.
Otobüsleri sterilize eden.
Evinizi havalandırın diye vs.
Yörelerindeki belediye başkanlarını geleceğin lideri ilan ediyorlar.
Demirel’in bir fıkrası geldi aklıma.”

Mesaj açıktı…
Yerel seçimlerde İYİ Parti’nin adayı olması istenen, ancak “CHP’den aday olacağım” diye direten Mansur Yavaş’a yönelik sert bir yorum ve CHP’liler bozuldu buna tabii…
Altı ay önce de söylemiştim, iki yıl sonra da söyleyeceğim; “bu yarış daha çok su kaldırır” ancak günlerimiz de bu konuları konuşmakla geçecek…
Bakın, köşe yazarımız Dr. Sinan Gürsoy, “İmamoğlu’nu isteyenler Yavaş demeye başladı. Son noktada Büyükerşen’de karar kılacaklar” diyor…
Haklı…
Doğrusu da bu olur, biraz önce de bahsettiğim gibi…
Bu arada, o günler geldiğinde birileri, “Olur mu canım, Yılmaz hoca 90 yaşına geldi. Daha genç, koç gibi bir aday var” diyenler çıkacaktır…
Bence umursamayacağız o tarihte…
Çünkü eski sistemde cumhurbaşkanlığı yapmak için kaç yaşında olduğunuzun bir önemi yok, yasadaki “40 yaş” hükmünden küçük değilseniz…
İşte o yüzden, ben, kendim olarak, şahsım adına, Yılmaz Büyükerşen’in eski sistemdeki cumhurbaşkanlığı için Türkiye’deki en iyi aday olduğunu söyleyeceğim, kendisi hayatta olduğu sürece…
Ve inşallah Allah kendisine çok, ama çok uzun bir hayat nasip edecek.