Odunpazarı evleri de artık ülkenin değişik şehirlerinde görülen benzerleri gibi markalaşmaya başladı. Hafta sonlarında grupların belli başlı uğrak yeri oldu Odunpazarı. Geleneksel mimarisinin yanında Odunpazarı halkının güleç yüzü ve sevecen bakışları konuklarını Türk misafirseverliğinin samimi davranışlarıyla karşılıyor. Bu semt insanları içine alıyor, sesine ses veriyor, dışlamıyor, kabulleniyor, ruhunu okşuyor. İnsan, burada yabancılık çekmiyor. Soğuk kent bulvarlarının duyarsızlığına karşılık, dar sokaklarda selamlaşılıyor, hal-hatır soruluyor. Tıpkı sakinleri gibi evlerde birbirine yaslanıyor ve birbirlerinden güç alıyor. Evler de insanlar gibi içine girilmeden zenginliği görülmüyor.

Odunpazarı evlerinin yola veya sokağa bağlantısı ya cumbalı bir pencereyle veya yüksek bir avlu duvarından açılan kapıyla sağlanır. Kapı, dış dünyaya açılır. İlk bakışta sade ve doğal yapısında görülen ev, içine girildiğinde sanki dünya cennetidir.Kutlu Elçi, insanları aile yuvası kurmaya davet ettiği hadiste şöyle diyor;’’Dünya cennetini cehenneme çevirmeyiniz, cehennemden koruyunuz.’’

Geniş avlu içinde hayata ve konuklara gülümser. Bu ev halkının meydana getirdiği hane ve komşuluk kültürü yüzyıllardır başka kültür ve uygarlıkları etkilemiştir. Geleneksel ev mimarisinin planlanmasında ve iç düzenlemesindeki en önemli özellik kültürel anlayışa uygunluk esas alınmıştır. Evler fizyolojik, sosyal ve pedagojik fonksiyonları gereği içe dönük bir planla inşa edilmişlerdir. Bu evler tabiattan ve yerleşmeden bütünüyle ayrılmamış, tabiat ve ağaç tutkusu avlu ve bahçelerde vücut bulmuştur. Türk konut mimarisi günümüz şartlarının yaratmış olduğu konutların aksine, rahat ve sağlık şartlarına elverişlidir.

İnsan huzuru ve rahatı ancak evinde bulur. Verilen nimetler evde paylaşılır.Türk kültüründe ev; yuvadır, yeryüzünün mutluluk ve huzur bahçesidir. İşte bu yüzden en olumsuz felaketlerde bile ayakta kalmanın teminatı ev, aile olmuştur.

Ağaç, kireç, kerpiç gibi malzemelerden yapılmış bu evler, göç kültürünün de izlerini taşımaktadır. Evin bir odası ve başka bir yeri eksik bırakılır.Burada ince bir mesaj verilmek istenmiştir. O da, dünya işinin asla bitmeyeceği, bu yüzden insanlara iyi davranılması gerektiğini vurgulamaktır.

Hızlı ve plansız kentleşme beraberinde pek çok sorunlar getirdi.Yeni ev mimarisinde kültürel özelliklerin özü olan insani unsurlar dışarda bırakılmıştır. Sadece başını sokacak kadar bir yer kaygısı geleneksel ev anlayışımızı bozmuştur. İşte şimdi bizim Odunpazarı’da ne aradığımız daha iyi anlaşılır sanırım.