SEVGİ DAĞCI KOÇ
İnadına SANAT,
İnadına RESİM, 
İnadına UMUT diyecek kadar cesur bir kadın…
Başarmak mı istiyor, kimse onu durduramaz… 
Ve resim onun dünyaya açılan penceresi…


Bugünkü konuğum: “İhtiyacı olan herkese ışık olabilirim.” diyecek kadar güçlü ve örnek bir kadın SEVGİ DAĞCI KOÇ 

Sevgi Dağcı Koç kimdir?
Afyon doğumluyum. Ankara Gazi Üniversitesi Mimarlık Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümünü bitirdim. Ankara Maden Teknik Arama Enstitüsü’nde mühendis olarak çalışmaya başladım. Emeklilikten sonra, gıda sektöründe, çeşitli özel kuruluşlarda, sorumlu yöneticilik yaptım
Evliyim, dünya tatlısı iki kızım ve bir buçuk yaşında torunum var…

Meslek seçiminizin öyküsü var mı acaba?
Ortaokul yıllarımda, idol olarak gördüğüm bir tanışımız vardı. Kimya mühendisiydi. Çok ünlü bir tekstil fabrikasında yönetici olarak çalışıyordu. Onunla sohbetlerimde tekstilde kumaş boyalarının nasıl hazırladığını, desen ve baskının nasıl yapıldığını dinlemek çok hoşuma giderdi ve kimya mühendisi olma düşleri kurardım. 

Gönüllülük dendiği zaman benim aklıma ilk gelenlerdensiniz, bu konuda neler söyleyeceksiniz? 
Gönüllülük, karşılıksız hizmet demek… Toplum yararına olan hiçbir etkinlikte emeğimi esirgemedim. Zamanım ve sağlığım elverdiği sürece de her zaman bu hizmette var olacağım.
Öncelikle eğitim, gençlik, kadın hakları, çevre, kültür ve sanat etkinliklerinde hizmet vermeye çalıştım 
Uluslararası Lions Kulüpleri Dernekleri,  Türk Kadınlar Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Tema Vakfı, Eskişehir Sanat Derneği Üyesiyim. Bu derneklerin bazılarında yönetim kurullarında çalıştım. Birçok sosyal sorumluluk projesinde görev aldım.


 Evdeki ”Sevgi” nasıl biridir, boş zamanlarını nasıl değerlendirir?
Ailemle birlikte zaman geçirmekten, çok sevdiğim arkadaşlarımla birlikte olmaktan, seyahat etmekten, sanatsal etkinlikleri izlemekten keyif alıyorum.
Yurt içi ve yurt dışı kültür seyahatlerini seviyorum. 
Sergileri, İstanbul ve Ankara’daki sanat fuarlarını takip ediyorum. 
Kitap okuyorum. Biyografiler, kişisel gelişim, sağlık ve psikoloji üzerine kitaplar ilgimi çekiyor. 
Bahçemle ilgileniyorum. Çeşitli bitkiler yetiştirmek, onların büyümelerini ve güzelliklerini izlemek beni motive ediyor.
 Demans hastası bir annem var.. Onun sağlık sorunlarıyla ilgileniyor ve yaşlılık dönemini iyi geçirmesi için elimden geleni yapıyorum.


Herkes eşsiz ama sanatçılar daha bir eşsiz diye düşünürüm hep, bu konudaki düşüncenizi alabilir miyim?
Bir sanatsever olarak güzel sanatlara ilgim her zaman vardı. Özellikle, resim, seramik, cam ve fotoğraf sanatları ilgi odağım oldu. Eskişehir, sanatın insanı kucakladığı bir kent…   
Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyelerinden resim, seramik, fotoğraf ve cam eğitimi aldım. 
Resmi ve özel koleksiyonlarda yapıtlarımın olması bana mutluluk veriyor.
Dört arkadaş kendi atölyemizi kurduk. Grup 7 Atölyesi o günden bu yana hala keyifle çalıştığımız, sanatın bize verdiği olağanüstü enerji ile ürettiğimiz bir mekân. 
Eskişehir, İstanbul, Bodrum ve Antalya’da 6 kişisel sergi açtım. 100 ‘ün üzerinde karma sergiye katıldım. Ulusal ve uluslararası festival, çalıştay, workshop, sempozyumlara davet edildim. Bazılarında görev aldım.
 Atölyemiz, 2008 yılında ‘Sanata Teşvik Ödülü’ aldı.
2016 ‘da Eskişehir Sanat Derneği’ tarafından, Eskişehir Resim Sanatı dalında’ Sanat Ödülü’ ile onurlandırıldım.
 Çalışmalarıma, Ulusal ve Uluslararası sergilerde ve organizasyonlarda küratör olarak devam ediyorum.
 Geleneksel olarak, Eskişehir Sanat Derneği ve Eskişehir’deki Lions Derneklerinin sponsorluğunda düzenlediğimiz ‘Uluslararası Cumhuriyet Coşkusu’ sergilerinin bu yıl 8. gerçekleştirdik. 100 ün üzerinde sanatçı katılımı oluyor. Her yıl Cumhuriyet Haftasında, Cumhuriyetin ülkemize kazandırdığı ilke ve değerlerine sahip çıktığımızın ve koruyacağımızın bir göstergesi olarak düzenlediğimiz bu serginin küratörü olmaktan gurur duyuyorum.
Eskişehir Sanat Derneğinin üyesiyim. Uzun yıllar yönetim kurulunda çalıştım. 
İçeriği tamamen sanat aktiviteleri ile dolu festivaller ülkemizde de yapılmaya başlandı.
Yurt içinde, Antalya, Gazipaşa, Isparta- Yenişarbademli, Rize- İkizdere, Rize- Fındıklı, Kayseri, Hatay, Kuşadası-Aydın, Yalova- Bursa, Han-Eskişehir’ de yapılan birçok festival ve sanatsal etkinliğe davet edildim. Bazılarında görev aldım.
Yurt dışında sanatçı kimliğimle ülkemi temsil etme şansım oldu.
Yunanistan-Xanthi Abreda- DemokritosCultureandarts festival, Fas- Alwanİnternational of fine art, Kosova- İnternational Euro Kosova art- Festival Harilaq, Femin art -Essen-Almanya ve Kıbrıs’ta. Femin art Kıbrıs Bahar Buluşması, İnternationalFamagustaarts Festival,  Mağusa Tatlısu İnternational Art Sempozyuma davet edildim.
Katıldığım etkinliklerde, workshoplar, uygulamalı gösterimlerin sanat tarihi açısından bana kazanımlarının çok olduğuna inanıyorum. Farklı bir dünyayı deneyimleyip görmek gibi bir duygu.
Kendi kültürel değerlerimizi tanıtırken de yöre halkıyla el ele sıcak bir dostluk kurmanın, kaynaşmanın hazzını yaşıyoruz.


Müzik desem?
Resim yaparken müzik dinlemeyi seviyorum. Müzik ruhun yaratıcılığını artıran bir ortam sağlıyor bence. Kulağıma hoş gelen her tür müziği seviyorum. Sadece, arabesk, rap, sert rock tarzı müzikleri dinleyemiyorum. Etnik müzik beni daha çok motive ediyor. 


 Çocuklarınızla aranız nasıldır “Başarılı bir kadın, gerçek bir ilişkinin değerini bilir. Lider pozisyondaki kadınların partnerleri de onları destekler. Mutsuz bir evlilik ise onlara göre değildir.”diyor psikologlar doğru mudur sizce? 

 Çocuklarım, ailem her şeyin önünde gelir. 
Her iki kızımla da arkadaş olmak, onların yaşamlarını kolaylaştıran her türlü desteğe hazır olduğumuzu bilmeleri, güvenmeleri, sevgileri, yaşantımızda karşılıklı sarsılmaz bir bağ geliştiriyor,
Eşim, Göğüs Hastalıkları uzmanı Dr. Fersin Koç, emekli olduktan sonra Esçelik OSGB firmasını kurdu. 
Birlikteliğimizde hep birbirimize destek olduk. Fersin: “ İnandığın, hedefine koyduğun projeni gerçekleştir.”diye bana hep cesaret vermiştir. Bu güvenin yaşamımda önemi çok büyük oldu. 


“ Çocuk da yaparım kariyerde…” sözü tam size uygun, bu konuda neler söylemek istersiniz… 


‘Çocuk da yaparım kariyer de’ sözü kulağa hoş geliyor. Bu konuda dengeyi kurabilmek gerçekten zor…
Çocuklarıma, büyüme dönemlerinde yetebilmek, onlarla daha çok zaman geçirebilmek için çok çaba sarf ettim.  Tam gün mesaide çalıştığım için hep içimde çocuklarıma az zaman kalıyormuş hissi vardı. Bunu telafi edebilme adına, önceliği her zaman onlara verdim.
Kendi çalışmalarımı, hep gece geç saatlerde yapmayı tercih ettim. Çok yorucuydu elbet; ama yaptığınız işteki başarınız, verdiği motivasyon ve sinerji, sonunda tüm yorgunluğunuzu alıyor. 

Yemek yapar mısınız, en sevdiğiniz yemek hangisi? 
Yemek yapmayı seviyorum.  Bu konuda, aileme daha çok zaman ayırabilmek için hep pratik tarifleri yapmayı tercih ettim. Genelde zeytinyağlı yemekler soframızın baş tacı oldu. Vejetaryen olmamakla birlikte, et ürünleri ile aramız çok iyi değil.
Siz yaşamı dopdolu bir kadınsınız, yaşamınız derya deniz, son olarak okurlarınıza- özellikle genç kızlarımıza, anne babalara ne söylemek isterdiniz?
Eğer çocuklarımıza gelecekte yürüyecekleri aydınlık bir yol ve çağdaş bir Türkiye bırakmak istiyorsak, toplumun her kesimine hizmet götürmek ve duyarlı olmak zorundayız.


Yaşamda en çok değer verdiğim şey öncelikle güven, dostluk ve samimiyet.

Ego ve menfaat çatışması, fedakârlıkların önüne geçiyor. Köşeyi en kısa yoldan dönme zihniyeti, hedefe varmada hiçbir değeri hesaba almıyor. Gençliğin büyük bir kesimi bu olgularla büyüyor. Çok üzülüyorum. Onun için STK lar önemli. Çok ama çok çalışmamız, inançla, azimle mücadele etmemiz gerekiyor.
Her birimizin başarılı olacağı alan muhakkak vardır. Hizmetimize ihtiyacı olan insanların yaşamlarını değiştirip ışık olabiliriz.  Bu bizim yaşama hizmet borcumuzdur.