Ortada açık ve net olandan habersizmiş gibi davranmak...

Kendi kurduğu fantazileri bir müddet sonra gerçek zannetmeye başlamak...

İçi boş sloganlara büyük fikirlermiş muamelesi yapmak...

Açtığı başlıkların altını doldurabilecek birikime sahip olmamak...

Bilimi, sosyal bilimleri yüceltip neredeyse tapınır hale gelmek ama toplumdan aslında bihaber olmak...

Etrafındaki birkaç kişiyi mahalle zannetmek, bu sanrı mahalleyi bütün ülke  zannetmek...

Sekülerliği değil sekülerciliği bir tavır zannetmek, onu da sadece islam düşmanlığına evirmek...

Kimlik bunalımı yaşayıp kendini tanımlayamamak;solculuk , kemalizm maskeleri ile kendi düzenledikleri balolarda tatmin arayışında dolanıp durmak... 

Etnik faşistleri de gerçek solcu zannedip onlara payandalık ve yancılık yapmak...

Ekonomik olarak tuzu kuru sınıfta olup asla memnuniyet ve tatmin sahibi olamamak...

Ekonomisi gerçekten bozuk olan toplum kesimlerinden ve gerçeklerinden bihaber olup, klavye başında rakamlar üzerinden yoksulluk edebiyatı parçalayıp kinlerini kusmak...

Klavye başında adlarına ajitasyon yaptıkları kesimi küçümsemek, aşağılamak, aslında onlardan nefret etmek...

Burjuvanın ve gizli aristokrasinin gönüllü köleliğini yapıp geniş halk kitlelerini kendi ezikliklerinin sebebi zannederek düşmanlaşmak...

Emperyalizmin kucağına oturup, batıya ağzı açık hayranlık ve eziklik karmaşası duygularla bakıp kendini antiemperyalist zannetmek...

Kendi ülkesini küçümsemek, her işine kulp takmaya çalışmak,ülkesini dünyanın en fakir, en düşük, en kötü ülkesi kabul etmek...

Kendi ülkesinin insanlarından ve kültüründen ölesiye nefret etmek ve tiksinmek, bunun kendisinde yarattığı boşluğu pet hayvanlara ilgi göstererek kapatabileceğini zannetmek ...

Türkiye’nin en güçlü patronlarının kucakladığı...

Gezi parkı kalkışmasında otellerini, hastanelerini  açan, bedava internet ve kumanya ve hatta cep harçlığı dağıtan burjuvazinin kucağında soros yapımı eylemcilik filminin figüranlığını yapmak...

Sonra bu lüks akvaryum dizaynını halk hareketi zannetmek...

Bu akvaryumun sahipleri ile yani sermaye çatıştığını düşleyip bunu gerçek zannetmek...

Bilumum devlet düşmanlarının kullanışlı aparatı olmak...

Liste uzar, gider..

Günümüz Türkiye’sinde kendini sol zannedenlerin ahvali budur..