Cumhuriyet Halk Partisi 1923 yılında Atatürk öncülüğünde bir kadro tarafından Halk Fırkası adıyla kuruldu. Uzun yıllar bir devlet partisi olarak tek partili sistemin başrol partisi oldu. Devlet partisi denilmesi bile fazla olabilir. Bizzat devlet CHP idi serbest seçimlere kadar. CHP, devlet olarak algılandığı için, devlet de kamu olarak algılandığı için o yıllarda CHP'ye yapılan iltimaslar göze batmazdı. Çünkü devlete ve kamuya yapılan iltimaslardı. 

Değil sadece İş Bankası'ndan hisse vermek, devletin her bir ticari faaliyetinden CHP'ye pay verseydiniz kim ne diyebilirdi? Zaten o yıllarda CHP'nin ayrıcalıklı durumuna kimse itiraz etmedi. Kimsenin itiraz edebileceği bir siyasi ortam da yoktu zaten...

Sorun, tek partili devletçi sistem uygulamasındaki CHP ayrıcalıklarının CHP tarafından çok partili demokratik sistemde de sürdürülmek istenmesi. Bu isteğin dayandırıldığı argüman da banka hisselerinin Atatürk tarafından miras olarak bırakıldığı ve bu mirasın kutsal olduğu, miras hukukuna göre de hisse devrinin mutlak kalıcı olduğu argümanı. 

CHP'ye şunu hatırlatmak gerekir. Siz, çok partili demokratik sistemin, diğer partilerle eşit rekabet etmek üzere kurulmuş bir partisi değildiniz. Kurulduğunuzda toplumda hiçbir kesimi öncelediğinizden söz etmediniz, edemediniz. Çünkü devlet partisi idiniz. Fakat sonradan, mecburen çok parti arasında kendinize yer belirlemek için kendinizi “ Ortanın Solcusu” yaptınız. Demokrasiye uyum göstermeye çalıştınız. Oysa bu parti size Atatürk'ün mirasıydı ve demokrasiye uyum sağlamak için o partiyi değiştirdiniz. 

Atatürk'ün size miras bıraktığı gibi korumadınız, koruyamazdınız. 1920'lerin dünyasıyla 1970'lerin dünyası aynı dünya değildi...

Şimdi korumakta ısrar ettiğiniz, bir özel bankanın hisse payı ve yönetme ayrıcalığı da zamanımızın demokrasi kriterlerine uymuyor. Dünyadaki çok partili demokratik ülkelerde özel bankada yöneticisi ve hissesi olan bir siyasi partiye müsaade edilmiyor. Özel bir banka ile herhangi bir ilişkisi olan bir BİREY bile siyasete atılacak olsa, ilişkisini sonlandırması isteniyor. Değil tüzel kişilik olarak parti ilişkisine müsaade edilmesi...

Ben birçok kere yazdım. Ülkemizin siyasi hayatının normalleşebilmesi için önce CHP'nin normalleşmesi gerekiyor diye... CHP, tek parti dönemini artık unutmalı. Sivilleşmeli... Diğer tüm siyasi partilerle eşit mevzuatla kurulmuş, herhangi bir ayrıcalığı olmayan, sadece yaptığı siyasetle, söyledikleriyle, projeleriyle halka kendisini beğendirip oy toplamak zorunda olan bir siyasi parti olduğunu artık kabul etmeli... Hem CHP için, hem hepimiz için en doğrusu bu... İş Bankası ayrıcalığını da gidip kendi elleriyle teslim etmeli...