Eskişehir belediyelerini alt belediyeler kurulduktan bu yana dikkatle izliyorum. Büyükşehir Belediyesi ile alt belediyeler ilişkilerinin nedense bir türlü uyum görüntüsü vermediği görülüyor.
Yılmaz Büyükerşen'in Büyükşehir belediye başkanı seçilmesinden bu yana Eskişehir basınını en çok ilgilendiren konulardan biri merkez alt belediyeler ile ilişkileri oldu. Büyükerşen uzun görev süresince merkez alt belediyelerde kendi partisinden olan başkanlarla da farklı partilerden olan başkanlarla da çalıştı.

Farklı partilerden olan başkanlarla uyum halinde çalışmamış olması bir noktaya kadar anlaşılabilir ama kendi partisinden olan başkanlarla da uyum halinde çalışamadı.
Merkezdeki iki alt belediyede yine de bir taktiği her zaman muhafaza etti. Alt belediyelerin iki başkanıyla aynı anda kavga etmedi. Biriyle kavga ederken diğeriyle arasını sıcak tuttu...
Son yerel seçim öncesinde Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile tartışmaları artık basın önünde yapılır duruma gelmişti. O dönemde Kazım Kurt ile hiçbir problem basına yansımıyordu...

Son yerel seçimlerden bu yana durum tersine döndü. Şimdi yerel basında, Büyükerşen'in Kurt ile arasının kötülüğünden, Ataç ile iyiliğinden söz ediliyor.
Sayın Kazım Kurt'un hem ildeki parti örgütüyle hem de genel merkezle çok sağlam bağları olduğunu düşünüyorum. Yılmaz Büyükerşen her ne kadar CHP için vazgeçilmez bir isim gibi görünse de kendisinin bir parti örgütü emekçisi olmadığını biliyoruz. Çalışma şeklinin örgütle istişare ve karar almak şeklinde değil, karar almak ve örgüte deklare etmek şeklinde olduğunu gözlemledim bugüne kadar. Kendisi öylesine vazgeçilmez bir isimdi ki örgütle birlikte karar almayı geçtim, Eskişehir'de bugüne dek örgütü kendisinin belirlediği bile söylenebilir...
Fakat yine basından izlediğimiz kadarıyla son zamanlarda Kazım Kurt bu tabloya itiraz etmiş görünüyor. Eskişehir'de CHP'yi tümüyle Yılmaz Büyükerşen'in belirleme imkanını Kazım Kurt'un çabaları imkansız hale getirmiş. 

Bence Kazım Kurt'un en büyük avantajı Yılmaz Büyükerşen'in uzun vadeli planlarında yeniden başkan adaylığı ihtimalinin düşük olması. Bu durum Büyükerşen'in Kurt ile mücadele motivasyonunu azaltıyor. Bu mücadelede potansiyelini tam olarak kullanmıyor Sayın Büyükerşen. Sanırım çok fazla umursamıyor artık...
Ahmet Ataç cephesinden baktığımda, Büyükerşen ile arası şu günlerde iyi gibi görünse de daha çok görecilikten kaynaklandığını düşünüyorum. Büyükerşen ile Kurt'un arasındaki gerginlik basına yansıdıkça Sayın Ataç uyumlu isim olarak algılanıyor.

Bu dönem alt belediyelerle ilişkileri önemli kılan asıl nedense, Büyükerşen'in son dönemi olması. Büyükerşen'in genel merkeze iki isimden birini telaffuz etmesi beklentisi var. Büyükerşen, kendi yerine hangi ismi önerirse Büyükşehir adaylığına CHP o ismi getirir diye bekleniyor.

Bu tablodaki asıl yanılgı bu beklenti olabilir. Kazım Kurt'un CHP örgütü ve genel merkezle ilişkileri o kadar üst düzeyde ki, Büyükerşen yerine gösterilecek aday olarak adını telaffuz etmese bile Kazım Kurt gelecek seçimde Büyükşehir adaylığını zorlanmadan alabilir...