Hani bazen güzellik, bakım, cilt rutini deyince gözümüzde kocaman bir dağ canlanıyor ya… Güzellik aslında çoğu zaman en basit şeylerden besleniyor.
Bu hafta size bambaşka bir şey anlatmak istiyorum. Hani bazen güzellik, bakım, cilt rutini deyince gözümüzde kocaman bir dağ canlanıyor ya… Sanki her gün onlarca ürün kullanmak, saatlerce bakım yapmak zorundaymışız gibi.
Oysa gerçeği söyleyeyim mi? Güzellik çoğu zaman en basit şeylerden besleniyor. Bu yazıyı size, bir arkadaşımla kahve içerken sohbet eder gibi yazmak istedim. Çünkü bazen güzelliğin sırrı gerçekten bu kadar doğal, bu kadar gündelik.
Mesela İyi Bir Uyku
Cildin en iyi kremi aslında gece bedenin kendini onarırken salgıladığı hormonlar. Az uyuduğumuz günlerde kendimizi aynada tanıyamayışımız boşuna değil. Güzelliğin büyük bölümü iyi bir uykudan geçiyor. Hatta bazen sadece iyi dinlenmiş bir yüz, yapılmış en pahalı bakımdan daha parlak olabiliyor.
Bir de Hareket Etmek
Sporu yalnızca bedenimizi şekillendirdiği için sevmiyorum, cildimize verdiği ışıltıya bayılıyorum. Kan dolaşımı hızlandığında yüzümüz bile daha sağlıklı görünüyor. Günde 20 dakika bile olsa, yürümek bile olsa… O küçük hareketler cildi canlı tutan kocaman etkiler yaratıyor.
Beslenme Kısmını Kimse Atlayamaz
Cildimiz aslında yediğimiz her şeyin bir yansıması. Çok karmaşık diyetlerden bahsetmiyorum; sadece biraz daha su içmek, biraz daha taze gıdalar, biraz daha renkli tabaklar… İnce ince fark yaratıyor.
Ve bence en önemlisi… Etrafında sana iyi gelen insanların olması.
Stres cilde en çok zarar veren şeylerden biri. Bir insanın yanında kendini iyi hissediyorsan, yüzün bile farklı ışıldıyor. Biz bazen cilt bakımında sadece ürünleri konuşuyoruz ama insan ilişkileri de cildi besleyen görünmez bir serum gibi.
Sonuç olarak güzellik; büyük çabaların, karmaşık ritüellerin değil…
Günlük hayatın içindeki minik ama sihirli dokunuşların toplamı.
Bu hafta kendine bir iyilik yap:
Biraz daha uyu, biraz daha yürü, biraz daha su iç… Ve biraz daha gülümse.
Göreceksin, cildin de sana aynı nezaketle karşılık verecek.