Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, Oda olarak yaptıkları bir ‘araştırma’ sonuçlarını açıkladı duymuşsunuzdur. Gerçi sonuçlara bakınca yapılanın bir ‘araştırma’ olmadığı, ‘sen söyle şekerim, ne isteyelim belediyeden’ minvalinde bir şey olduğu düşünülüyor ya neyse…
Bu araştırmadan çıkan sonuç…
Aslında şöyle demek lazım galiba, bu araştırmadan yapılan açıklamada, sanayicilerin “Eskişehir’e metro, Organize Sanayi’ye tramvay” istedikleri söyleniyor…
Bu açıklamanın dumanı tüterken, meslektaşım Arif Anbar, Celalettin Kesikbaş’ın bu açıklamasının, ‘Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ için hazırlıklara başladığının kanıtı olduğunu söyledi ve Yılmaz Büyükerşen ile bu konuyu konuştu. Belki de Yılmaz Büyükerşen ile konuştuğu için böyle düşündü. Bilemeyiz…
Yılmaz Büyükerşen de bu açıklamaya, “Ben zenginler için bir proje yapmam, ben her projemi, dar gelirliler için hayata geçiririm. Zamanında Organize Sanayi’ye tramvay yapmak istedim, ancak sanayiciler ray ve travers parası vermek istemedi” diye yanıt verdi…
Bütün bu olanların sonunda aklıma, Kibar Feyzo filminde, Kemal Sunal’ın, Şener Şen için söylediği replik geldi: “Valla ağam eğlenirrr benimlen!”

Nüfusu 2 milyon olmamış bir şehre metro istemek…
Eskişehir’in imkânlarıyla; aynı saat diliminde 50 bin kişiyi, tramvayla bir yere taşımayı hayal etmek…
Dar gelirli işçiler için istiyoruz denilerek, ulaşıma cebinden para harcamayan işçilerin, toplu taşımaya kendi cebinden para vermesini sağlamaya çalışmak…
Yılmaz Büyükerşen’in, “Ben bütün projelerimi dar gelirli insanlar için yaparım” demesi…
Bütün bunlar bizimle dalga geçmek, eğlenmek değilse…
O zaman, Yılmaz Büyükerşen’in ardından Celalettin Kesikbaş’ı belediye başkanı yapma projesidir…
Başka da bir şey olamaz…

Şehir içi raylı sistemler konusunda, 15 yılda en az 10 kez yazı yazmış ve biraz olsun araştırmış biri olarak söyleyeyim, Eskişehir kadar nüfusu olan bir şehre metro istemek ya popülizm ya da cahilliktir. 
Celalettin Kesikbaş kadar zeki bir kişinin de ‘bilmediği için’ metro isteyeceğini düşünemeyiz, öyle değil mi?..
Türkiye’de sadece üç ilde metro var. İstanbul, Ankara ve İzmir’de bile bunlar yerel kaynaklarla yapılamadığı için devlet yapmaya başladı…
“Efendim o zaman bir zahmet devlet yapıversin” derseniz, emin olun Eskişehir’e sıra çoook zor gelir. Zira devreye hemen Bursa, Konya, Adana, Diyarbakır, Kayseri gibi iller girer ki, devlet, bu illere bile “Bizimle eğleniyor musunuz, bu nüfusa metro mu yapılır? Oturun oturduğunuz yere” der…
Yıllardır tartışılan, Organize Sanayi Bölgesi’ne tramvay konusuna gelirsek…
Yılmaz Büyükerşen’in anlattıklarından anlıyoruz ki, kendisi bile bir zamanlar bu konuda gaza gelmiş ve “ray ile traversleri siz alın, tramvayları ben alayım, Organize Sanayi bölgesine tramvay getirelim” demiş…
Buradaki sorunu basitçe anlatmak gerekirse…
Organize Sanayi Bölgesi’ne yolcu taşınacaksa…
Bir saat içinde yaklaşık 25 bin kişiyi bölgeye ulaştırmaktan bahsediyoruz…
Şunu söyleyeyim, daha net anlatabilmiş olurum…
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, gün içinde, 18 saat boyunca, 33 tramvay ile ortalama 100 bin kişiyi taşıyor…
Şimdi biri bana lütfen, vardiya sistemiyle çalışan ve yaklaşık 60 bin çalışanın hemen hepsinin, gün içinde sadece 3 saat boyunca taşındığı bir yere, tramvay ile ulaşım sağlamak için ne kadar para lazım olduğunu hesaplayabilir mi?
Eee, siz olsanız, “ağalar eğlenirrr bizimle” demez misiniz?
Peki, organize sanayilere toplu taşıma yapılamaz mı?
Evet, tek bir yolla: Banliyö treni ya da metro ile…
Başa döndük yani, iş, geldi çattı, Eskişehir’in kaynaklarıyla yapılamayacak maddi boyutlara ulaştı…

Peki, işin “hizmet zengine mi, yoksula mı yapılır” boyutuna gelirsek…
Organize Sanayi Bölgesi’nde çalışan mavi yakalıların ekseriyeti asgari ücret ile çalışıyor…
Ve bu kişiler, fabrika sahiplerinin sağladığı servis imkânıyla işyerlerine ulaşıyor…
Yani, ulaşım için ceplerinden para harcamıyorlar…
Burada Yılmaz Büyükerşen haklı…
Eğer, Organize Sanayi’ye toplu taşıma yapılırsa bundan işçiler, yani dar gelirliler değil, sanayiciler, yani zenginler faydalanacak…
Toplu taşıma olursa, sanayiciler, “Evet arkadaşlar, işe şu saatte geliyorsunuz ve artık tramvay olduğu için ulaşımı da siz sağlıyorsunuz” diyecek…
2 bin 300 lira maaş alan işçinin kazancı hoooop 2 bin liraya düşecek…
Sanayiciler de her ay ciddi miktarda kaynak ayırdıkları ‘servis sistemine’ para harcamaktan kurtulmuş olacak…
Yani, Başkan Büyükerşen’in söylediği gibi Organize Sanayi’ye toplu ulaşım yapacaksak, bunun parasının, biz, çoğunluğu dar gelirli olan Eskişehirli’den değil, sanayicilerden alınması gerekiyor…
Hatta ray ve travers değil sadece, bütün harcamanın sanayiciden alınması gerekiyor. Emin olun sanayici bu parayı da 10 yılda çıkarır…
Madem yazının başından beri “eğleniyoruz” o zaman devam edelim…
Organize Sanayi Bölgesi’ne tramvay götürmek madem, fakir için değil de zengin için bir proje…
Eeee, o zaman Yılmaz Büyükerşen bu işe hemen soyunabilir…
20 küsur yılda dar gelirli için neredeyse hiç proje yapmayan, yaptığı işlerin tamamının zenginlere yaradığı bilinen Başkan Büyükerşen, “Haaa, madem bu işten zenginler faydalanacakmış, ben de hemen yapayım” diyebilir!

Diyeceğim şu…
Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş’ın bu açıklaması…
Yılmaz Büyükerşen’in bu açıklamaya verdiği yanıt…
İnsanda “ağalar eğlenirrr bizimle” algısı yaratıyor…
Eğer, diyorum, ağalar bizimle eğlenip biraz gülmek için böyle bir tartışmaya girişmemişse…
O zaman geriye tek seçenek kalıyor…
Celalettin Kesikbaş sonuna kadar sosyal demokrat, sonuna kadar solcu bir isim…
Ve asla, katiyen, zinhar Yılmaz Büyükerşen’in karşısına çıkıp aday olmaz…
Eeee…
İnsan ister istemez, ya ağalar bizimle eğlenirrrrr ya da “bu türden ‘kayıkçı kavgası’ yapalım da ara ara; bir gün Yılmaz Büyükerşen aday olmaktan vazgeçerse yerine gelecek ismi şimdiden hazırlamış olalım” diye plan yapiiiirrr, düşüncesine kapılıyor…
Yani…
Ya ağalar eğlenirrr bizimlen…
Ya da ikisi bir olmuş, Ahmet Ataç ve Kazım Kurt’a el sallıyiiiir…