Belçika'da öğle namazına yakın Fatih Cami lokalinde kalabalık Emirdağlı grubuyla sohbet ediyoruz.  Bu ara uzak bir masada bir delikanlının çok üzgün bir şekilde oturduğunu görüyorum ve dikkatimi çekiyor.

Kim olduğunu sordum ve 'Kültür Farklılığı' dediler.  ''Sakın bunları evlat olarak kabullenememiş olmanızdan dolayı olmasın'' diyorum. İçlerinden birisi, '' Benim kendi kızım var. Elin kızı nereden benim kızım oluyormuş'' diyor. Bir başkası da ''benim oğlum var. Elin oğlu nerden benim oğlum oluyormuş'' diyor. ''Biz zaten onları kurtarmak için buraya getirdik'' diyorlar. Yüreğim sızlayarak birden ''Permili Kızlar'' yüzünden Emirdağ'da başlık adetinin yeniden başladığını ve bu yüzden gençlerimizin bazılarının hayatlarının baharında SIRF BU SEBEPLE NASIL DARBE YEDİKLERİNİ DÜŞÜNÜYORUM.

Son senelerde evlilik yoluyla Belçika'ya gelmenin zorlaşması yüzünden bu tip evliliklerin azalmış olması, benim için bir teselli oluyor.

Belçika'da Yüksel Urfalı'nın ağabeyi Hüseyin Urfalı ile birlikte bizi o muhteşem Emirdağ Kebaplarıyla ağırlaması ayrı bir keyfe dönüşüyor.  Sıra nihayet her ziyarette olduğu gibi dönüşe geliyor. EYAD Yetkilileri, nazik hediyeleri ile bizleri havaalanından uğurluyorlar. ''Ver elini güzel vatan, ver elini güzel Emirdağ'' diyerek, Belçika'daki Emirdağ'dan ayrılıyoruz ve Eskişehir'e geliyoruz.

KAYNAK: Emirdağlı FİKRET AKIN'IN ''Emirdağ'dan Esintiler'' kitabından alınmıştır.