Anne babalık çocuğunuz başarılı olduğunda övünmek; başarısız olduğundaysa onu yerden yere vurmak değildir.

Anne babalık çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılamakla bitmiyor. Her şeyi okuldan, öğretmenlerden beklemek de yanlış.

Sınav olduklarında önce çocuğumuzun kaç puan aldığını, sonra da arkadaşlarını soruyoruz çoğumuz ve başlıyoruz çocuğumuzu arkadaşlarıyla kıyaslamaya.

Çocuğumuzun neden bazı soruları yapamadığını sormak Hiç aklımıza gelmiyor.

Akraba-i talukat bir araya gelmişse, hele de aynı yaştaysa çocuklarımız ve bir de bizim çocuktan daha başarılı olduğunu biliyorlarsa yandık.

 “Bizim çocuk çok başarılı... Hatta dereceye giriyor. Sınıfta biiirinci. Sizin çocuğun durumu nasıl diye sorulur ve ortalık kızışır. Neredeyse volkanik bir patlama oluşur anne ve babanın yüreğinde.

Konuklar gittikten sonra ortalık yangın yeri: “ Allah ellere ne çocuklar veriyor. Bak hep birinci, ya sen… Ayşe teyzenin oğluna birazcık benzeseydin. Terbiye desen, çalışkanlık desen hepsi onda… Bir de sana bak.:”Biz senin için saçımızı süpürge ettik, yemedik yedirdik; içmedik içirdik. Biz bunları hak etmedik; seni doğuracağımıza taş doğursaydık. “ der, tehditler savurarak çocuğumuzu tabir-i yerindeyse adam etmeye çalışırız.

Bu şekilde davranan anne baba çocuğuna zarar verdiğinin farkında mıdır acaba?

Peki, bizim çocuğumuz da :”Beni siz yetiştirdiniz. Kısaca benimle kıyasladığınız çocuk onların eseri; ben de sizin …” deseydi nasıl yanıt verirdiniz.

Her çocuk bir değil, kapasiteleri farklı ya da çalışmayı bilmiyor.

Kıyaslayarak, öfke nöbetlerine girerek onun başarılı olmasını sağlayamayız.

Çocuklarımız yetenekleri ve kişisel özellikleri ile özeldir.

 Onları, olduğu gibi kabul etmek, farklı yeteneklerinin ortaya çıkması için sabırlı olmak önemli; ama en önemli olanı, sevgi…

Onları ne kadar sevdiğinizi ve ne kadar değerli olduklarını sık sık söyleyin.

Sevdiğinizi söylemekle bir şey kaybetmeyeceksiniz inanın bana, Tam tersi çok şey kazanacaksınız.

Unutmayın o çocuğu siz yetiştirdiniz…

O, sizin eseriniz…