’26 Mayıs gecesi ben “Eskişehir’e gitme Hasan” dedim. “Ankara karmakarışık, bitişiğimizde İsmet İnönü oturuyor, onun bitişiğinde damadı oturuyor. İnönü’nün kapısına her gün gelip giden yüzlerce astsubay var. Bir darbe söylentisi dolaşıyor ortalıkta, gitmeyin” dedim. “Ne yapacaksınız Eskişehir’de Hasan?” dedim. Hasan; “Eskişehir Demokrat Partinin merkezidir, Sayın Adnan Menderes Eskişehir’de halkla bir araya gelecek, konuşma yapacak, kendi memleketimde Sayın Başbakan’ı nasıl yalnız bırakırım” dedi ve gittiler…’

H.Polatkan-Atiye Emiroğlu

Adnan Menderes Başbakanlığında 9 yıl maliye bakanlığı yapan, 1915 yılında Eskişehir’de doğan, Eskişehir’in evladı, Eskişehir sevdalısı bir bakan o gece kendisine yapılan tüm uyarılara rağmen evinden ayrıldı ve bir daha ne ailesine ne de çok sevdiği şehrine kavuşabildi…

17 Eylül 1961 günü idam edilen Adnan Menderes ve 16 Eylül 1961 günü idam edilen arkadaşları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun cenazeleri İmralı adasında bir çukura gömülmüş, 30 sene boyunca burada bırakılmıştı. İdamlarının ardından geçen 30 senenin sonunda 17 Eylül 1990 günü merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın katıldığı bir devlet töreniyle naaşları İstanbul’daki Anıt Mezara nakledildi. Yapılan törene yüzbinlerce insan katıldı. Türkiye idam sehpasında kaybettiği başbakanı ve iki bakanına 30 yıl sonra büyük bir cenaze töreni ile veda edebildi.

Onlar idam sehpasına giderken bile kendilerinden emin, alınları açık ve başları dikdi. Bu ülke  ve millet için şehit oldular. Halkın seçtiği ilk başbakan halkından koparıldı. Ülkesini canından çok seven Menderes’in idam sehpasına giderken söylediği son sözler “hayatıma veda etmek üzere olduğum şu anda devletime ve milletime saadetler diliyorum. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle arıyorum. Kimseye kırgın değilim “ oldu. İdam sehpasında bile kimseye kırgın değilim diyebilmek…

Yıllar sonra Eskişehir’de dönemin belediye başkanı şehre yapılan en güzel bulvara Eskişehir’in yetiştirdiği, Eskişehir’in evladı olan şehit bakanın ismini verdi.

HASAN POLATKAN BULVARI.

Menderese atılan iftira dolu yazıların matbaada basılmasında adı geçen sol görüşlü bir isim yıllar sonra  belediye başkanlığını kazandığında kendi yapmadığı o bulvara verilen HASAN POLATKAN ismini kaldırdı ve adını önemsizleştirmek ve hatta unutturabilmek  için gözlerden uzak bir caddeye ismini verdi. Hasan Polatkan adını tekrar koymasınlar diye de bulvara Atatürk ismi verildi. Birileri tekrar Hasan Polatkan ismini vermek istediğinde Atatürk düşmanı ilan edilebilecekti zira. 

Atatürk ismi zaten büyük bir caddeye verilmişti çok önceden. Zaten Atatürk Caddesi vardı bu şehirde.

Amaç Hasan Polatkan adını bu büyük bulvardan ve şehrin hafızasından silmekti. Atatürk ismini bu bulvara vererek, yaptıkları haksızlık ve saygısızlığa karşı  her zaman olduğu gibi Atatürkçülüğün arkasına saklandılar.

Hangi siyasi görüşe sahip olursanız olun, Eskişehir’de doğup büyümüş , bu şehrin sevdalısı olan Eskişehir’in evlatlarına bu haksızlığı, saygısızlığı, vefasızlığı yapamazsınız.

CHP kendi zihniyeti ve  misyonu neyse onu yapmıştır. Peki ya her fırsatta Menderes ve Özal gibi isimleri dilinden düşürmeyen AKP teşkilatları , milletvekilleri ne yaptı bugüne kadar. 

Büyükşehir Belediye Meclisinde kaç kere bu konuyu gündeme getirip mücadele verdiler, kaç kere protesto ve yürüyüş gibi demokratik eylem yaptılar ?

Yıllar önce AKP li bir meclis üyesinden özellikle rica etmiştim seçimden sonra gerekeni yapın diye. Hasan Polatkan namus borcudur şeklinde basın açıklamaları yapmıştım. Ama maalesef yine tek başıma kaldım Fetö konusunda olduğu gibi…

Sürekli dava adamlığından bahseden insanlara sormak isterim. Sizin şu meşhur davanız nedir, hangi davadan bahsediyorsunuz siz?

16 yıldır iktidarda olan bir partinin bugüne kadar görev yapmış olan tüm yerel teşkilatları ve milletvekilleri olarak bir bulvardaki tabelaya dahi sahip çıkamayan, gündeme dahi getirmeyenler neyin davasından bahsediyor?

Hasan Polatkan’a hak ettiği değerin verilmesi için onunda askere, polise kurşun sıkması veya taş atması mı gerekiyordu ? Bazıları için o zaman büyük adam olabilirdi belki de !

Ancak Menderes ve arkadaşlarının adını dilinden düşürmeyip siyasi mirasına sürekli sahip çıkanlar bugüne kadar bir kez olsun demokratik bir eylem yapmadılar, bulvarda yürüyen binleri, onbinleri ben göremedim, imza kampanyalarını göremedim. Belediye meclisinde yapılan mücadeleleri göremedim….

Ben yıllardır Hasan Polatkan Bulvarında oturuyorum. Adını o bulvardan kaldırsalar da soran herkese Hasan Polatkan bulvarı diyorum ve demeye devam edeceğim. Ne Menderes’i ne Polatkan’ı ne Zorlu’yu unutmadık, unutturmayacağız.

Atatürk tüm millete mal olmuş tartışmasız kurucu liderimizdir ve onun ismi de, mirası da CHP nin tekelinde değildir. Adnan Menderes’de Anadolu’nun bağrından çıkıp milyonların sevgisine mazhar olmuş, ilk kez halkın seçtiği, demokrasi şehidi bir başbakanımızdır ve onun siyasi mirası da AKP nin tekelinde değildir. 

İsmi şimdilik sadece kalbimizde yaşayan demokrasi şehidi, Eskişehir’in evladı ve bu şehrin sevdalısı olan Hasan Polatkan ismi eskiden olduğu gibi elbet bir gün o bulvardaki tabelaya da tekrar yazılacaktır !

- - - - - - -