Bundan önceki yazımda muradına erenlerden söz etmiştim. Bu hafta herhangi bir nedenle yerleşemeyenlerden söz etmek istiyorum.

Yerleşememenin ne anlama geldiğini yaşayarak anladı benim kuzucuklarım. Birden bire kendinize olan güveninizi kaybettiniz. Gece midenizde kelebekler uçuştu, deliksiz uyuyamıyorsunuz eskisi gibi.

Geçecek çocuklar, bunlar da geçecek; yeter ki siz vazgeçmeyin. Asıl vazgeçtiğinizde kaybedersiniz.

İlk olarak geçen yılı yatırın masaya, nerede yanlış yaptınız. Şimdiye kadar yapmış olmalısınız, sözüm hala üzüntüsünü yaşamaya devam edenlerde. Olur, mu demeyin sakın, üzgünüm var ve ailelerinin içini kurutuyorlar.

Şimdi soruyorum :” Annen baban mı girdi sınava, onlar mı çalıştılar ya da çalışmadılar, onlar mı sınıfta öğretmen çocuklar dikkat dedikçe alay edenler kimlerdi, nasılsa bir yere kapak atarım rahatlığında olanlar kimlerdi…” Bu soruların sonu yok, bir ya da birkaç tanesi sizdiniz. Bunları hatırlatıp silkinmenizi istiyorum değerli yavrularım.

Objektif olun hatalarınız konusunda, sağda solda suçlu aramayın. Aşırı güven mi, konu eksikliği mi, zamanınızı iyi kullanamamak mı, aşırı korku mu, yeterince deneme yapmamak mı…  Belirleyin ve sorunun  üstüne üstüne gidin.

 Bunları söylerken amacım sizleri daha da üzmek değil asla değerli yavrularım. Öyle güzel örnekler var ki şaşar kalırsınız.

Geçen yıl yerleşemeyen bir arkadaşınızı örnek vermek istiyorum, istediği olmayınca karalar bağladı. Tıp okuyup doktor olmaktı hayali. Bütün bir yıl kimseyle görüşmedi, adeta içine kapandı. Çalıştı, çalıştı… Bugün mü Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde… Geçen gelişinde bana da uğradı, özürler diledi. Hepinizi çok üzdüm beni affedebilecek misiniz, diye sarılırken bile gözbebeklerinin içi gülüyordu.

Yaşadıklarını anlattı, kalkıp soru çözdüğü geceleri. Bazen de rüyasında bile paragraf çözdüğünü.

Onda fark ettiğim şu oldu, başarısını tüm dünyaya haykırmak istiyordu. Haklı mıydı, evet.

Bugün çok mutlu bir delikanlı o; yaşadıkları onu güçlendirmiş… Tıp Fakültesinde de başarılı olup, iyi bir göz doktoru olmak bundan sonraki hedefi.

Ayrılırken söyledikleri daha da önemliydi. “ Kendime inanmıyormuşum bu yıl onu fark ettim. Bu yıl kendime inanmayı öğrendim, sonra hedef belirledim, çalışma planları derken bugüne geliverdim.”

Daha o kadar çok örnek var ki belki bundan sonraki yazılarımda okursunuz, değerli öğrencilerim.

Darısı sizin başınıza…