Bir ilişki bazen bittiğinde değil, bitmediğinde yorar insanı. Söylenmemiş sözler, atılmamış adımlar, içte kalan yarım duygular… Hepsi birer görünmez yük olur...
Bir ilişki bazen bittiğinde değil, bitmediğinde yorar insanı. Söylenmemiş sözler, atılmamış adımlar, içte kalan yarım duygular… Hepsi birer görünmez yük olur omuzda. Oysa kimse yarım kalan bir hikâyeyi sonsuza kadar taşımak zorunda değildir. Vedalar, genellikle korkulan şeylerdir. Oysa bazen veda, insanın kendine dönüşüdür. Birini değil, o ilişki içinde kaybettiğimiz “ben”i geri almaktır.
Sevgi biter, gurur kırılır, kalp yorgun düşer. Ama en çok, bitmemiş gibi davranmak yorar. “Arkadaş kalalım” denir, “konuşalım, belki bir gün” denir… Böylece bitmeyen bir şey, her gün biraz daha içten çürür. Oysa bazen en doğru cümle, en kısa olandır: “Artık tamam.”
Bazen bir sessizlik, en güçlü vedadır. Çünkü susarak vazgeçmek, bağırarak kalmaktan daha cesur bir harekettir. Bir ilişkiyi bitirmek değil, bitirememek tüketir insanı. Oysa her kapanış, aynı zamanda bir açılıştır. Bir kapı kapanır, ama insan nihayet kendi sesini duyar. Ve belki de asıl sevgi, bazen gitmeyi bilmekte saklıdır.