Son günlerde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Kamil Çolak ve bir önceki rektör Kemal Şenocak isimlerini karşı karşıya getirme çabalarına şahit oluyorum. Üniversite içerisinden olduğunu düşündüğüm bazı oluşumlarla, kendine yönetimde yer bulamayan veya bir takım beklentiler içerisinde olanlar bazı gazeteci arkadaşlarımız aracılığıyla algı oluşturmaya çalışmakta. Benim bildiğim, takip ettiğim kadarıyla bu iki sim yakın dost ve karşı karşıya gelmeyecek iki insan. 

Rektörlüğe atanan Kamil Çolak rektörlüğe hiç aday olmadı. Çünkü gönlünden Kemal Şenocak’ın devam etmesi geçiyordu. Yakın çevresine de bunu alenen söylüyordu. Kamil Çolak başvuru sürecinde devam ederken Kemal Şenocak’in görevine devam etmesini istediği için resmi bir adaylık başvurusu da yapmadı. Daha sonra Yüksek Öğretim Kurumu Kemal Şenocak’a yeni görevini verdi. Yeni görev nedeniyle Kemal Şenocak’ın rektörlük ayrılması da kesinleşmiş oldu. 


Kamil Çolak hakkında bildiklerimi kısaca özetleyeyim. Çok kibar, karınca bile incitemeyecek kadar naif, bilgili, donanımlı ve yapıcı bir insan. Kendisine anlatılan fikirlere açık ve çözüm odaklı olduğu için de çevresi tarafından sevilen birisi olarak biliniyor. 

Kamil Çolak benim gözümde Kemal Şenocak’ın bir devamı şeklinde. Çünkü mevcut yönetimi neredeyse tamamen korudu. Başhekim Yardımcısı Kürşat Bora Çarman’ı, Mimarlık Mühendislik Fakültesinin Dekan Yardımcısı Hakan Demiral ve Rektör Danışmanı Ramazan Erdağ’ı rektör yardımcısı yaptı. Bir önceki sistemin başhekim yardımcısı Nurettin Erben de doğal olarak başhekim oldu. Yani hepsi doğal ve tahmin edilebilir atamalar. Bana göre eleştirilebilecek en ufak bir atama bile yapılmamış.

Yazımın başında üniversite içerisinden olduğunu düşündüğüm bazı oluşumlarla, kendine yönetimde yer bulamayan veya bir takım beklentiler içerisinde olanlar bazı gazeteci arkadaşlarımız ile algı oluşturmaya çalıştığını yazmıştım. Ortada bir tasfiye girişimi yok. Bir önceki rektörün neredeyse devamı şeklinde süregelen bir düzen var. Bu tarz asılsız iddialar ile tüm Türkiye’ye nam salmış bir tıp fakültesinin imajına zarar vermekten öteye gidemezsiniz. İnanın durumun farkında olan büyük bir kitle var ve bu yazıları kimlerin yazdırdığını da tahmin etmek çok da güç olmasa gerek. 

Son olarak yineleyeyim. Kamil Çolak ve Kemal Şenocak karşı karşıya gelmeyecek kadar sıkı dostlar. Boşuna kürek çekmekle uğraşmayın. Benden size bir dost tavsiyesi.